Hayal Mesaisi
İnsan hatırlayınca bir başka güzel doluyor
sevdasını, bir gece yarısı hayal mesaisinde
akşamdan talaş sobasında ısıtılmış yürek
sıcaklığını tutmuş umutla kış mevsiminde
kar beyazı karanlık, leyli zemheri vakit
birkaç insan eli uzanmış yan yana
üşüdüğünden de değil hani bu duruşlar
sırf yakın olsun sıcaklık, yakın olsun can cana
oda ki mum sarısı karanlık, gölgeli yerler
elektrik kesik değil aslında, görüyor zaten
görüyor içerden parıldayan gözler
sessizliğe muhalif tek, kestane çıtırtısı
gönül türküsü misali sırayla pişiyor
tane tane sesleniyor sevdalı kestaneler
anılaşmalar, doğaçlamalar, sevdalaşmalar
her dilden ayrı bir güzel sohbetler
saat bildiğin duruyor on ikiden sonra
siyahtan sonra sevda geliyor akıyor vakitler
dışarıda üşümüş bir gül çarpıyor zihne
yaşamalı diyor yedi veren yürek
ve bir azizin nefesi değmeli ruhuna
koşuyor imdadına aşık cüretini göstererek
birden çoğalıyor gül o nefes aşkına
bir demete erişiyor aziz, aşka bezenmiş
uyanıyor daldığı uykudan sevda tarafına
öpüyor demeti şakağından helallik hatırına
güzel bir meleğin ruhu iniyor oracığa
süzülüyor demetin içine, güller melekleşiyor
azizim mecnuni aşk ile bakıyor etrafına
gördüğünden biçare dönüyor şaşkına
ve bir patırtı daha bozuyor güzelim sessizliği
azizim baktıkça mum alevinin şaşaasına
yine bitiremedi gönülden umduğu hikayeyi
çekti üstüne yine karanlıktan düşen payına
etme işte azizim sevda yakmaz yüreği
sızı var ise vuslattır andırır yanmayı
bekle işte azizim müjde ile meleği
bahar ile bir demet gülden al sevdayı