Hayat ve Ölüm
Hayat;
Bir çiy tanesi,
Bir tomurcuk,
Bir kuş kanadı,
İçimizde bir kıpırtı,
Bir anlamdır özde göveren.
Bir Gurbet türküsü yüreklerde söylenen.
Çetin bir arayıştır yitiğini gözeten.
Bir ağacın gölgesinde dinlenirken,
Ansızın geçiveren.
Ve ölüm;
Kalakalmak,
Buruk bir tada karılmak,
Oyundan ayrılmak,
Perdeden sıyrılmak,
Acı, keskin ve kesin,
Asla dönülmez bir firak.
Nevi şahsa münhasır,
Bakiye varmak.
Bu gün de Gurbet oldu,
Ölümü anmak.
(Derse gireceğim bir gün üçüncü sınıf öğrencim Kenan YENİGÜN yanıma gelerek izin istedi. Neden diye sorunca ‘Kardeşim öldü.’ cevabını verdi. Ne diyeceğimi bir an bilemedim. Kaç yaşındaydı dedim, ‘Sekiz aylıktı öğretmenin.’ Nesi vardı? Dediğimde: ‘Hastaydı.’ Adı neydi? Dediğimde: ‘Gurbet öğretmenim.’ dedi. Hayat, ölüm ve Gurbet…)
Ahhh o yaşta ölümü yaşamak ne acı