Hayata Dair
Cehennem sıcağı aşkların özlemiydi
Yüreğimizi ayakta tutan
Ödünç verilmişti ömürler
Kıyısından toplayabildiğimiz
Korumasız kalmış düşlerimiz
Çocuktuk doğruyu yaşarken
Tutunamamıştık dallarına
Kendimizi bildiğimizde
Yasak edilmiştik kıyılara
En çok annemizi mi sevmiştik
Karşılıksız sevilmişliğimizi
Sevmediğimiz şehirlerde
Yitik dostlardı, edindiğimiz
Ne simidin sıcağını bölüşebildik
Ne şarabın sarhoşluğunu
Maskesiz saatlerde
Tamı tamına bizdik
Görünmedik
Oysa sapına kadar insan
Sapına kadar dost
Sapına kadar âşık olmaktı niyetimiz
Vakitsiz yitirdik kimliklerimizi
Yorgunduk aramaktan
Kanamazdık, ne mevsime
Ne kirazın
Her bahar tekrarlanan gülüşüne
Tozsuz sahil kasabalarının
İyotlu dinginliğinde
İçimize sızan samimi akşam üstleriydi
Mavi gözlü çocuk değildik
Kirli, beyaz martıların çığlıklarıyla
Neden titredik?
Oysa martıları da, denizi de
Ne çok sevdik
Havva anadan beri
İlkel benliğin kıvrımlarında kilitlenen
Miras neydi?
Sualsiz, cevapsız
Adlandıramadığımız bir yerlerde
Epeyce geveze
Akarken tufanımıza şüpheli sözler
Kendimizden sürgün
Amaçsızlığa terliydik
Yalancı baharlara verdik
Sabırsız çiçeklerimizi,
Ruhsuzluğa döküldük
Hazır değildik vedalara
Gideceğimizi
Gidenlerin ardından ansızın sezip
Korktuk ayrılıklardan
İçimize sindik
Güneş geçerken gözlerden
Kamaşırken günler
Bitimsiz güzelliklerin çocukluğunda,
Tükenişi oynayan ihtiyar öykülerdik
Yine de yaşamayı ölümüne sevdik
Hayata dair o kadar çok şey var ki aslında söylenecek. Saçlarımızın beyazların da ve yüreğimizin köşesinde saklı durur tecrübelerimiz. Güzeldi Saadet hanım tebrikler içtenlikle...👍