Hayber
Yedinci yıl
Birlerin yüze yüzlerin düze
Çıktığı vakit...
Adım adım büyürken gölgesi güneşin
Titrek isyanlar doğuyor fitne kapılarından
Kini yüzüne ayna bir güruh
Şer yağdırıyor yedi kaleden
Sırtından vurulurken barış kuşları
Kin kusuyor heybetli bakışlar
Ey geniş kapılı mağrur yapı
Çelikten zırhına güvenme
Korkak bir ümit içindeki
Keşke Bilseydin bilmediklerini
Yıkılacaksın Kisra'nın kibri gibi
Sen Zülfikar'ı duydun mu Hayber
Yollarda yalın kılıç gönül erleri
Bedeni ölümü öldürmüş
Bin dört yüz piyade iki yüz süvari
Adım adım sarıyor kaleleri
Secdeden başka eğilmeyenlere
Sakla surlarını Hayber
Bir ölüm bir cennet eder
Kuşatılırken küfrün filizleri
Günler sıkıntı taşıyor kucak kucak
Haftalar meşakkat örüyor visale
Sabır sabrını deniyor ashabın
İnceden inceye el değiştiriyor sancak
Umut direniş gösteriyor son anına
Umut Zırhı delinmemiş silah
Ezber bozan güven sarıyor Muhammedileri.
Sen Haydar-ı kerrârı gördün mü Hayber
Bir göz arıyor fetih arifesinde bakışlar
Bir göz hasta mecalsiz
Sancağın sahibini müjdeliyor ol Nebi
Şifa dudakların suyunda iniyor nur bakışlara
Başların Gül'den Gönül'e itaati
Titretiyor tepeden tırnağa Hayber'i
Kalk şimdi Zülfikar'ı elinde bahadır
Sıra senin
Asırların dilinden dökülen şıra senin
Hayber'in kapısında vurulan tuğra senin
Makamı aslan sensin methi Kübra senin
Ve şimdi
Merhab'ın bin cengâver gücünün bittiği andır
Meleklerin hu çekip indiği andır
Dudakların korkudan yandığı andır
Dön şimdi cenk meydanında ey 'Ebû Türâb'
Duvarları yerinden söken bismillah la
Kapıyı pervane eden bismillah la
Koruyan kollayan güç veren bismillah la
Sen kalenin kapısını gördün mü Hayber
Sen Aliyül mürtaza'yı bildin mi Hayber
konu güzel işlenen güzel işleyiş güzel teşekkürler...