Haydi
Kırmızılar giyinmişti,
dimdik duruyordu durakta, durak direği!..
Görünce uzaktan çekti bir şeyler,
hüzünle karışık bir sevgi tüttü burnumda!
Yanaşıp kaldırımın kıyısına yavaşça,
ses verdi fren!
-Haydi dedi atla,
götüreyim gideceğin yere!
Yılların verdiği alışkanlıkla,
sahiplik duygusuyla!
-Neden, dedi?
-Ben giderim yoluma!
-Biz ayrılmadık mı?
Yavaşça gazlayıp giderken,
Egzost borusundan düşen iki damla ıslattı asfaltı.
Yandı,
asfalt ağladı!..