Haydi Çocuk Kır Yüreğimdeki Kafesi
kuşların kanat seslerini duydum
kafesler devriliyordu ağaçlardan
demirleri kıran şenlik büyüledi ruhumu
ne çok ip varmış meğer ellerimizde
uçan her kuş bir dilek demekti iklimimde
özgürlüğe niyet ettim
öyle yoksunduk birbirimizden, öyle hırçın
dalgalanıyordum her buhran sonunda kendi içimde
seni istiyordum hayat
öyle arzuluyordum ki; barış
yeni doğan bir bebek gibi ellerimde
seni k/anıyordum
kapanmayan bir yaranın sancısı gibi
her gün yangınları içine çekmek
ortaya çıkan duman ve kavga sadece
hayat! çok acı, ellerinden öylece kaymak
gökyüzünde evini arayan yalnız çocuklar
her sabah uyanırken baba diyerek iç çektiler
özgürlük için uçtu baban! diyebildi her defasında
hayatın ağırlığı içinde hasretle bakan analar
en çok onlar özledi kuşların sesini
izlerini bulmak için karanlıkta
gözyaşlarından denizler çoğalttılar
evlatlarını yüzdürdüler hayallerinde
bir fener gibi büyüdü gözlerinde ışık
kuşlara şarkılar söylediler
mektuplar yazdılar gönderilmemiş, hepsi de
çocuklar göğe bakıp ıslık çaldılar
paletimdeki boya bitmeden
damlalar püskürttüm ellerimden tuvalime
mavi, beyaz, sarı, aşk kırmızısı
farklı renkler karmaşası
benim dünyamın en koyu hali
yoğun bulutların ardında saklı kocaman bir martı
açtı ağzını ekmek derdinde dünya gibi
bırak/ma dedi ellerimi
yaşananlar, dünyanın kaderi
bırakma beni...
yemin ettim, barışı isteyen
el ele çocuklar çizecektim
kanatları olan çocuklar, hepsi babaları gibi
dışarıda yağan yağmur kadar gerçek
damla damla resimden dökülecektim