Hazan Sevgili
duman oldum
vakit gece yarısını kaç geçer
yüreğime düşen ilk kar tanesi gibi erirken sen
gözlerim yaşa düştü kirpiklerim hazan hala
kul küle döndü
tesbih tanelerine nakşettim
yaradana sığınıp zikreylerken adını
rüzgarlara söylenen şarkılarda
saçların gibi savruldum
savruldum ilk bahardan eylüle
korkulara savruldum
kimsesiz ve her köşesinde
narı tutuşan karanlığa savruldum
dağlara
yalçınken hala bakışların
kırlara
dilinden ta uzaklara savruldum
içimden geçen ayak seslerini dinleyip
seyrederken gidişini bir resmin kenarında
bakarken kör ayrılığa
bilemedim
bilemedim gözlerinin dağ ardı diyarlarına gittiğini
bilemedim nefesimi kesen haykırışında
avuçlarımdan düşüp bittiğini
harcadığın servet senin mi zannettin
sinemde biten nefesti dilinde ki elveda
huzura göçsem
kirli bir parkaya yaslanıp
ılık ılık aksam toprağa
temiz düşlerde eskitsem saçlarımı
ağarsa her günle yeniden
bembeyaz bir mecnun örtse üşüyen yanlarımı
kalsam sorgusuzca son nakaratında bu şiirin
her aşka tutulup da benim gibi deliren
her ateşe düşen ansa adımı
çizilse damarlarım bir damla kan olsam
her ağlayan yüreğin yerine
kurban olup gözlerimden aksam
biter mi ayrılıklar
yine gider misin sağır çığlıklar ülkesine
özleyince döner misin
yada bir gün güler misin adım anıldığında
gelir misin ayak izlerimden
bulur musun ölümün son nefesinde
dilimde dönen şehadete ekleyip adını
söyler misin bende sevdim seni diye
13.06.2013 / Şair-i Gülhan...194