Hazirun
Peki
Tamam kabul
Bir sensin Makbule
En az altı Hamide kadar
Yetmezse tıka basa Makbule
Bir o kadar da makbulsün - hepsi makul
İşin gücün
Ev işi yap
Turşu kur tarhana kurut salça yap dedikodu
Gün toparla poğaça kek kısır yap çay iç dedikodu
Dizi
Realiti şov izle
Makreme dantel kanaviçe dedikodu
Pirinç ayıkla
Çorap yıka
Fanila çitile
Don katla
Pantul ütüle
Kazak kaşkol süveter ör dedikodu
Koca kocan gelince
Bir tas çorba çoban kavurma çoban salata
Kocası çok iyi tanır Makbule'yi sırtından
Ee nasıl tanımasın anam babam nasıl tanımasın
Yatağa girdi miydi Makbule
Döner sırtını Muhsin'e yorgunluktan
Kolay iş değil tabi
Sökük dik halı silkele yün yatak mıncıkla dedikodu
Muhsin ki üç küsur pehlivan gücünde
Kabzımaldır kendisi
Bak gördün mü
Geliyor öteden beriden bir sürü Mahir
En az sekiz en çok dokuz Tayyar kere
Sürüsüne bereket Mahir
Mahir ki pek mahirdir sabah yola düşmekte
Dar ve havasızdır bahtı çünkü
Bir elinde sefer tası
Bir elinde Tarlabaşı
Tulumundan sarkar üstübü
Kulaklarında daha dün annesinin kolları
Şimdi çırak oldu bak Mahir
Neredesin babası
Babası ki bir Yusuf üç buçuk Mahmut pahasında
Halis muhlis kunduracı
Bu da dili tutuk bir ben
Nedense hiç işleri yokmuş gibi Uğur demişler
Yuh
Uğurlukla kel alaka desem Allah çarpmaz valla
Sadece bambasit bir adet Uğur işte o kadar
En az tutuk dilli ama
Âmâ olmayan Erkan Cem kadar Uğur
Bir sincap iki tosbağa çeyrek kuzgun yeterinde
Ellerim karıncalıdır
Sabahtan akşama karıncalı
Tir tir titrer harıl harıl
Ne resim çizdirir ne su içirtir
Bir iskeledir içim hırçın suya kafa tutan
Tükenmez ne inenler ne binenler ne dönenler
Ne de inip dönEmeyenler
Sabah olsa da uyusam
Gördün mü bak şunlar da Fadime
Hepi topu üç Gülpembe
Eni konu on dörtlü Fatoş kadar bi'sıkımlık Fadime
Yaşı başı fark etmez
On parmağında on marifet maşallah
Mevsimi gelmeye görsün
Rize'de çaya
Of'ta fındığa
Çukurova'da pamuğa
Niksar'da burçak tarlasına
Sabah ezanı sesiyle dooğru burçak yolmaya
Hangisi iyi yevmiye verirse orada bismillah
Kışın evlere gider Fadime
Cam siler
Toz alır
Merdiven paklar
Çorap yıkar fanila çitiler don katlar pantul ütüler
Bildiğin nitelikli köle
Pijama gömlek v.b.ni taşır kodesteki kocasına Fadime
Kocası Hasan
Namı diğer karabasan Hasan
Zabıtlara geçen iki leşi
Dokuz bıçakla yaralama
On gasp bire on kundaklaması var derler
Ben bilmem
(İnsan kodese düşemeye görsün bütün elalem ağzına geleni der)
Hasan ki cabbar mı cabbar
Bir Zebercet on iki Feyzullah çekerinde
Fadime'nin elinde kalan
Bir miktar kuru soğan
Birkaç somun kuru ekmek
Biri kundakta üç evlat
Kara tülbentinde kapkanlı karanfil
Hah bak bunlar da Mustafa
Eni konu doksan dönüm Osman
Üç oda bir salon Mehmet ebatında
Hemi de tıpkısının aynısı dur dudaksız Mustafa
Oturmuşlar kaavede
Hepsi tavla pişpirik derdinde ağalar
Tarlada çamaşırda mutfakta tepinir durur avratlar
Sürüsüne bereket bebe sırtlarında
Kaave cami
Cami kaave arasında turlamasın da ne yapsın Mustafa
Mustafa ki
Saban çeken en az iki beygir ederinde
Al işte bu da Mualla
Namı diğer feriştah Mualla
Sadece ve yalanuz Mualla
Hunharca kullanılıp atılmış
Daha on sekizini göremeden satılıp
Amcaoğlunca peşkeş çekilmiş
En meşhur pavyonların afişini süsleyen
Zamanında mahellenin gülü olan Mualla
Mualla ki bir içim su yüzlü
Ak mı ak
Pak mı pak yürekli
Civciv sesli bıcır bıcır Mualla
Anasının gülü babasının yüz karası
Dedikodu kazanının son fokurtusu Mualla
Yazmaya elim varmıyor ama
Kara yazgısı elinin kiri insanlığın Mualla
Vahşi insanlığın son kurbanı
Üçüncü sayfaların sansürlü müstehceni
Vicdanın unutulduğu kısır döngü
Yazdıysa bozsun Allah demeye gerek yok
Olan oldu onun gözlerinin önünde nitekim
Kader kurbanısın
Takma kafana dersem puştum
Allah affetsin
Ederi yok
Çekeri yok
Pahası yok
Eşi yok
Benzeri yok
Gücü yok
Allah affetmesin
Hatta beter etsin bizi Mualla
Ah Mualla
Ah acıların girizgahı
Ah utancın baş harfi
Ah ihanetin kader ortağı
Sen dur ben ölem
Evlatların kalmasın anasız babasız
Demiştim galiba
Ne gerek varsa Uğur demişler bana
Buçuk ağustos böceği kolonisi
Bir kukumav
İki karınca kararınca Uğur işte
Demek bundan karıncalı ellerim
Akşamdan sabaha karıncalı
Harıl harıl tir tir titrer
Ne yavuklu eli ne kalem tutturur
Bir ormandır içim tutar vurur kurağa
Testere sesleri bir
Balta sesleri öte yanda
Düşenler devrilenler
Devrilenler düşenler
Tökezleyip yuvarlananlar
Yığılıp kalanlar mezarlığı bir ben yani Uğur
Başımın üstünde kırlangıç kargaşası
Ayaklarımın altında ağlar durur toprak ana
Akşam olsa da uyansam
...
https://www.siirleri.org/siir/1082/Memleketimden+%DDnsan+Manzaralar%FD.html
" memleketimden insan manzaraları " geldi aklıma.. haklısın.. ( evet yaa; Nazım tarzı var sende.. )