Hepi Topu Dört Yapraklı
Gün bahçesindeki gülmüş
Gülüşmüş yaprağın
Seraptaki düşmüş adın
Bilemezdim
Serap tortusundaymış kum seli
Selde toprak
Gümüşsu ışığında tan sükût
Anlamadığım girdap !
Gölgen ardında süzülürmüşsün sen !
Büyülü cellad
Balçık tanrısı anlağında gezinirmiş
Kayıp adanın
Gözleri yaşlı
Sessizliğindeki
Yalvaç
Göğümüzün hançerinde ah !
Avluda serili kilimler
Duvarlarda ölüm
Yırtık gömleğin dikende yansıması düğüm
Buruşmuş günlerin gölgesinde çakıl taşları !
Ötesi yok
Ötesi diken
Ötesi papatya yaprağı
Ötesi kardelen !
Ruhunun onulmaz sancısında kalbin kırık !
Ellerimdeydi ayrılık !
Avuçlarımda geçmişin kırık ezgisi
Suda damlaymış sayrılık !
Satılıkmış gölgesi kuşların !
Yalanmış dilenci adım
Yaftalanmış tutkusuz soyadıma konan ölü kuş kanatlarında
Gri oyalı
Beyaz gergefinde acının
Kirli beyaz bir geçmiş yatarmış
Can kırığında cam
Cam kırığında kan yoncası
Hepi topu dört yapraklı !
Unutmadım kimseyi
Anlatamadım kimseye ben diye bildiğimi !
Anlağımdaki izini ayaklarının
Sonsuzluğun rayihasındaki büyülü gölü anlatamadım !
Yokşahidim !
Gören yok, duyan kayıp
ve söz ayıplanacak umut sarkacında
Dengesi bilinmezliğin kayıp !
Salıncakta sallanıyor pandora kutusu ve içsel acısı tanrının
Ölümlü kuş ağacı !
Hapsedilmiş yaşam,kanatsız orman !
Taşlaşıyor,adamakıllı !
20 aralık 2016 Gülgün