Her Kapı Sana Çıkar,manolya Kokulu Iskelet Anahtar
"Aşk aşk" diyip gezinirler bir yerlerde!
Millete noluyor yahu kurumuş yaprakları yeşerten alımlı çiçeğimi görmeden..
Menekşe bahçelerinden geçiyorlarmış..
Hepsi hikaye..
Siz ya körsünüz ya da kalbinizi yıllar önce bir sel alıp gitmiş..
Kimse benim hayatıma sarılan esmer sarmaşığımı hissetmemiş..
Gözlerine bakmayın ateşe bürünüp yanarsınız mazallah kül olup..
Sözlerine vurgunuyum ben aşk'ın somutlaşmış haline,Siyah saçlımın yanık tenine..
Siz aldırmayın bu mahalleden tekrar tekrar geçtiğime..
Belki dört yapraklı yoncamı görürmüyüm diye deli divane dolanırım gecelerde..
Bana ışık saçan gece yıldızımı verin..
Alın dünya'yı naparsanız yapın..
Gül buketimden bahsedince on beş yaşımdaki halimi hatırlarım..
Deli çağım,serde serserilik var ya asiyiz..
Dünyayı yaktım "o benim" diye atladım ortaya..
Hepsi de o'nun gözlerinin hatrına..
Bir de hiç dayanamam başka ellerin yanında onu görünce..
Hafiften bir yağmur yağar erkeğiz ya üşümem..
Hemen veririm montumu bahar kokulu yarime..
Sonra sabaha kadar ateşler içinde sayıkla kabuslar eşliğinde..
Ama onun uğruna hasta olmak bile güzel..
Onun uğruna şiirlerimi yazarken ölmek,kendimi mezara gömmek bile güzel..
Her yol ona gider,her başlangıç o'nda güzel..
Her hikayenin en güzel sonu o'dur..
Her göz yaşının sebebi,her sevincin sebebi o değil midir..
Güneş o'na gülümser,ay o'nu süzer..
Şimdi penceresinin önünde sabaha kadar haykırırım;
"Her kapı sana çıkar,manolya kokulu iskelet anahtar.."
teşekkür ederim arzu . farklı bir tarzda yazmak istedim ve benzetmelere ağırlık verdim.
çok sıcak bir şiir olmuş, tebrik ederim..