Her Şiirin Bir Gâyesi Vardi Gülüm
Her şiirin bir gâyesi vardı gülüm,
Belki de biraz konuşmak istememdir sana,
Zannederdin ya hep, kendi kendime söylenirim;
Hiç de değil; onlar yırtınır gömüsünde,
Yufka dizelerin boğuk sesine sahiptir ya tümü,
Kimseye de belli etmez, içime atar
Sevdâ mırıldanırım.
Bazen de tam tersi olur bana;
Seni bulamazsam karşımda,
Hıncımı dökecek bir yer ararım,
?Karşıma geçse? derim, ?neler söylerim O'na!?
Hırsımı, kağıt parçalarından çıkarırım.
Yazık değil mi?
Deliye benzedi işte, ne eylesem,
Kime gitsem, yüzüme gülmeye başladı
Arkamdansa, kimbilir neler söyleyecekler?
?Git, yüzüne söyle!? diyenlere mi,
?Kal, sabreyle!? lâflarına mı kansam?
Yoksa, utancım yüzüme gergef,
Çekinir oldu dilim.
Yani, sen gelinceye kadar,
Yüreğim sabır küpü, donacak!
Sen mi? Satır aralarına sızacaksın belki birgün,
O güne dek, dil susacak,
Kimse de birşey bilmeyecek, bilense asılacak!
Yazılan ne varsa lâhitlerde,
Şifreli kalacak.
Şiirlerse, işini bilecek;
Havaî fişeğin göklerdeki kısrağına benzer,
Alabildiğine özgür, içinden ne geçiyorsa;
?Sevdâ? yazacak geceye,
Yıldızlarsa donup kalacak.
12.05.2009
-------------------------------------------------------------------- dipnot:
o şiirleri boşuna yazmadım, diyor...
ne için yazılır o zaman binlerce satır?
Kendi kendine söylediğin tüm lâfları,
nasıl basacaksın sinene,
yüreği delmiyorsa mektubun yanığı,
delilerin hesap; işin kolay;
kendini padişah bileceksin.
Yani, sen gelinceye kadar, Yüreğim sabır küpü, donacak! Sen mi? Satır aralarına sızacaksın belki birgün, O güne dek, dil susacak, Kimse de birşey bilmeyecek, bilense asılacak! Yazılan ne varsa lâhitlerde, Şifreli kalacak. 👍👍👍