Hercai Menekşelerim
Dilsiz bir yürek celladısın sen.
Kan terleten gece güneşisin.
Gelip giden, gidip dönmeyesin.
Aşkı yüreğimde küflendirip öldüren de sensin!
Mayası bozuk bir aşkı gözlerinle gözlerime pazarladın.
Seninki sevda değil.
Külleri alevlendirmek yanmayacağını bile bile. Sönen ateşin közü ile oynanmaz sevgili.
Yaktığın yüreğimi kezzapla söndürdüm.
Sayende kızıl bir cesede benziyorum.
İntiharı aşka mübah sayıp, beni kendinden intihar ediyorsun.
Her şair bir şiirinden ölür, derler.
Ben şair değildim ama seni şiir bildim.
Ve sen beni merhem cümlelerimden vakitsizce yüreğinde yok ettin.
Beni yüreğine kefensiz gömdün.
Ne acı...
Ama ben üşürüm.
Belki yüreğini de üşütürüm.
Geleceği geçmişte kalan iğfal edilmiş bir yalnızlık sundun sadece, bana.
Ben zaten seni beklerken hercai menekşeleri yetiştiriyordum yüreğimde, sana...
Sonra sen gittin.
Hercai menekşelerim soldu.
Ve ben yüreğinde düğümlenen şiirlerin ipiyle intihar süsü verilen geceye göz yumdum...
Sana, aşk dediğim yalana veda bile edemeden...