Hergele Meydanı
geçen gün sormuş biri;
'kendinde değil' demiş bir serseri;
-işte burda!
'hergele meydanı'na yakın ışıkta;
-şiir okuyordum!
karda kışta sayıklarken adını,
düşte şarap, üzüm pişti!
şırazesi kayık, darı mahzeni!
kadehlerse güreş tutmuş, ayarı kaçık
-ayık olmaya şahit ister!
dolap beygirine inat, dolanıyordum!
zavallı birine sadaka verdiler;
gülüyordum arkalarından;
-bıyık altından, sakal üstünden
-zaten hepsi de karışık!
gizlemeye gerek yok; saftılar
dünyada neler olup, biter; bilmezler!
külliyen andavallı bakar;
-gariban takımıdır sillesi!
cazgırım, meydan salaş;
her gelen uğrar, seni sorar; hiç şaşmaz
çarığı kevgir aylak, ağır diyet öder,
kimse, kimseye bakmaz; inan!
-haram maram da yemez!
hiçbiri sormadı seni; heyhat!
rakı nedir, şarap nedir?
icat edeni bildi hepsi;
topu topu anason, üzüm değil mi?
umudumu besleyen seni;
-tanıyan çıkmadı!