Herşey Mümkün
Buruk bir hüzün ile acı bir sevinç,
hakan olmuş yüreklerde,
ağızlarda ise kekremsi bir tat
ve bir daha görmeyi istemeyeceğin
bir yığın yüz.
Burnunu yalayan portakal çiçeği gibi,
bir sabah.
Böylesine bir sabahta,
bir başka melodi çalındı insanlığın kulağına,
bu ezgi, bu nakarat,
ozan bunu yazarken ölmüş olmalı dedirtti.
Herkesin aklına,
gelmeyecek olanları, ziyarete getirdi.
Tüm şahsiyetler, şahsiyetsizler,
çağrılan, çağrılmayan herkes vardı ama o yoktu.
Çünkü imkansızdık.
Ölenle ölünmez derken öldü, vefa.
Ölenin cenazesi kılındı,
vefa ise mezarsız kaldı.
Vefa için yapılan bir mezarız.
O kadar imkansızız.
İki yakası bir araya gelmeyen adamın,
gömleğindeki iki yaka misali,
İstanbul'daki Anadolu ve Avrupayız.
O kadar imkansızız.
Uzansam güneşi elime alırım,
göçebe kuşlara yoldaş olurum,
gökyüzünden sarkan ip ile bulutlara tırmanırım.
O kadar imkansızız.
Kapitalizm paylaşır,
Komünizm sömürür,
Faşizm çöker,
Afrika'daki açlık biter,
durur savaşlar, barışlar hükümdar.
O kadar imkansızız.
Kerem'in Leyla'sı,
Ferhat'ın Aslı'sı,
Mecnun'un Şirin'i,
zenginin paraya nefreti,
züğürdün çenesiyiz.
O kadar imkansızız.
Velhasıl ölmedik
ve hala yaşıyoruz.
Demek istiyorum ki
bu yüzden imkansızız...
Çok teşekkür ederim Sermin, yorumun mazimi hatırlattı, yüreğime o kadar hoş geldi ki, hiç bir şiirle anlatamam bunu.. Hoşbuldum.
Güzel bir şiirle yeniden merhaba diyen şair hoş geldiniz