Hey! Gardiyan!
Korkunun renkleriyle, cinnet değdi bu sabah
Pencereme ses verdi, burada boğan boşluk.
Kâbusun avucunda, gözlerim dedi; 'Eyvah!'
Gölgem arşa asıldı, yaktı böyle sarhoşluk.
__ Söyledim güvercine, 'Özgür uçma, bana yan'
__ Demlenen erdemlerim, sarar beni, gardiyan.
Nedir bu karanlıklar, adına kader derler
Üzerime yüklenir, acımadan taş duvar.
Bir tufan olur özlem, 'Tükenmez keder' derler
Günden güne yükselen, içimde bir korku var.
__ Beni boğmak üzere, ruhumdaki bu buhran
__ Alevler, tutuşturur, efkâr beni, gardiyan.
Esintisiz sabahın, kahrettiği fırtına
Sustur artık sesini, bak nefesim kesildi.
Ne için savurursun, bir yük müydüm sırtına?
Güzel duygularımı, fark ettim, öfke sildi.
__ Çıldırmak üzereyim, hakkım değil mi isyan?
__ Yanına çağırıyor, rüzgâr beni, gardiyan.
Zarar verdim insana , bil ki uydum şeytana
Ruhum bir lâvda kaynar, söyle; bu mu pişmanlık?
Biraz nefes alayım, izin verin de bana
Güneşi yudumlayıp, yaşayayım bir anlık.
__ Küçücük bir hücrede, akıp geçer mi zaman?
__ Bu rutubet kokusu, yakar beni, gardiyan.
Düşlerimi ıslatsın, dişi, anaç bulutlar
Avluda birkaç saat, volta atmak da yeter.
Taş duvarın altında, eziliyor umutlar
Yalaza kesen hapis, inan ölümden beter.
__ Bak, hücremi kapladı, ruhumdan taşan duman
__ Kulun, kölen olayım, kurtar beni, gardiyan!
şiirde seslendirmede çok güzeldi tebrikler