Hiç Sevmezdi Tahtayı
Eyvah!
Vicdanımın tamtamları çalıyor sokakta
Saat sabahı aydınlatmamışken
Duyuyorum
Bu ses gerçek
Beynimin halojenik Bi yanılsaması değil
Cehennemin kapıları aralandı benim için
Selalar duyuyorum yakından uzaktan daha uzaktan
İçimde yankılanıyor
Yaklaşıyorum yavaş yavaş
O kabir denen çukurdan zindana
Oysa daha çok yaşayacaktım
Sevdiğim kadını dudaktan öpüp sonra belki çocuk yapacaktım
En güzel kitapları okuyup
En güzel resimlerin karşısında saatlerce durup
İki rengin uyuşum açmazına gereksiz cümleler kurup
Bedava Şarabımı yudumlarken
Neyse deyip
Dünyaya kazık çakacaktım
Sanki kapının önünde çalıyor davullar gecenin zifirinde
Cehennemin harını hissediyorum içimde
Sırata ayak basmadan yalpalıyor bacaklarım
İnceden hazırım dediğim sondan korkuyorum
İçtiğim xanaxlar anı düşündürüyor
Paranoya devam ediyor
Arkası yarın kuşağı final yapıyor bu gece
Elif hemşire uyuya kaldı gece nöbetinde
Nefesim kayboldu göğüs kafesimde
Ruhum kaçacak delik ararken
207 numaralı psikiyatri kliniğinin telli parmaklıklarına takıldı cancağızım
Yırtıldı yıldızlı gök yüzüne karışıp gitmeden
Ve ben tanı kağıdındaki tabirle şizo/fren ufuk ile namı diyar seyis recep
Aldık başımızı giriyoruz Bi çukura
Kalanlar yanlış anlamasın korkumuz Karanlıktan değil
Kaldırınca başımızı vuracağımız tahtadan
Kalın sağlıcakla vesselam...