H/iç Tanrı/m Olur musun

Aşk yakıyorum,sigara yerine...
Özlem bakıyorum.
Kendimi bilmediğimi sansalar bile
Hayat kokuyorum,ölüm gibi...
O ilk sevda gibi....
Uyandığım en güzel düş gibi.
İn/an/san Sen değil,siz kokuyorum.

İçimdeki yaraları kanatmaktan,
Zevk alıyormuş gibi yapıyorum.
Ve anlamazsın biliyorum.
Ben kendi Tanrıma tapıyorum...

Dilime,düşünceme,usuma
Yetişemezken kalemim....
Ve hep geç kalırken!
Sis lambalarını yakmış
Arabalar geliyor, üstüme üstüme.
Daha ölmek için,henüz erken.
Hele de öldürülmek için!
Kendimi zor atıyorum.
Yolların,yılların,yorgunlukların
Dinlenmişliğine,
Direnmişliğine....

Benden ermiş de olmaz,
Peygamber de..
Ruhum köle doğmuş,
Öleyazmış kalemim.
Ölüm yazmış düşlerim.
Tanrım beni çoktan affetmiş de...
Anlamıyorum,
Bundan,
Sana ne?

Kabuslar görüyorken
Ve düş pencerelerinden
Yıldızları sayıyorken
Geceleri...
Hep biri eksik çıkıyor...
Her gece en az biri eksiliyor...
Eksilerek çoğalıyorum...
Buna ne denir bilmiyorum.
Hiç olduğumda,hep olacağımı!
Hiç olduğumda,
....iç olmayacağımı,
Yana yakıla ağlayacağımı,
İçimde biriken gözyaşlarında boğulacağımı
Biliyorum.......

Biliyorum bilmediğini,bilemeyeceğinizi....
O yüzden çoktan kırdım barış çubuklarını..
Ama halen seviyorum kız-ıl derilileri,
Kovboylar atlarına binip,gitsinler gayri!

Gece, sabah olmuş...
Ben,içmeden sarhoş...
Şiir diye ş-im-di yazdığıma,
sarınıp gitmek istiyorum.
Susmak,
Sus-amak
Çare olmuyor ne yazık ki!
Yalnızlığıma....
Boş sözlere,
Avuntularıma
Yalvarıp,bağlanmadan önce,
Ben beni düşünüyorum son bir kez..
Sizin yerinize!
Boş kalan güvercinin kafesinden,
Gök/yüzüne bakıyorum.
Anlıyorum,
Zaman yok!
Hiç oluyorum birden
Tüm o iç çekişlerde çoğalmak,
Böyle oluyormuş bazen....
Tanrı yok oluyormuş,
Ben hiç olurken!

Mutsuzluğum sadece aşktan sanıyorlar,
oysa geometrik bir diziyim ben.....
Seyredeni olmayan,
Çözülemeyecek kadar karışmış,
hayatımın iplerinden,
Üşümemek için!
Bir kazak örmeye çalışıyorum!

Minaresine çıkıyorum....
Evimizin en yakınındakine,
Avluya düşeceğine g-öz-ümün yaşları,
Kuş olup uçuyorlar..
Adsız kuşlar,
Göç etmeden,
Rüzgarlarla yarışıyorlar....

Biri bağırıyor oralardan
"Rüzgar eken,fırtına biçermiş"
Aklımdan geçenlerin çetelesini
tutamıyorum işte...
Unutamıyorum.
dün olan günümü!
Bugünümü....

yağmur yüklü bulutları bekliyorum delicesine,
benim yerime ağlasınlar,
Benim yerime ıslatsınlar diye...
O ıssız avluları...
O deniz martılarını!
Adsız çoğulları,
Atlı kalabalıklar yapmak adına,
Yel değirmenleriyle kavga eden Don Kişotlar yapmak adına...
Adını çoktan unuttuğum
Tanrı'dan....
Yağmur dileniyorum
Usulca......
22 şubat-2010-sinop-06:59
apieceof peace...

22 Şubat 2010 244 şiiri var.
Yorumlar (13)
  • 14 yıl önce

    BU ŞİİRİDE YORUMUDA SEVDİM

    HARİKASINIZ GÜLGÜN HANIM SİZ ŞAİRESİNİZ

  • 14 yıl önce

    Uzun şiirler her zaman okuru sıkar/yorar şâyet içi boşsa dizelerin eğer!

    Ben ''Gülgün Aydın'' adı altında okuduğum her şiirde;

    Bir sevgi hissediyorum, bir emek...

    Don Kişot: Rosinat'ın kulaklarını büyüttü gene :)

    Sevdim.

  • 14 yıl önce

    Ateist bir cümle olup düşüyorum geceye. Aydınlanıveriyor ortalık birdenbire

    Hep şiirle şair hep şiirle

  • 14 yıl önce

    İn/an/san Sen değil,siz kokuyorum.

    'İnsan değil , siz kokuyorum' gibi bir anlam çıkıyor ama 'insan değil sen değil, siz kokuyorum' şeklinde okunulması gerekiyor. Ya sen sözcüğünü kaldırıp iki anlam vermeliydin;insan/inansan yada hem insanı hemde inansanı destekleyecek bir kurguda buluştursaydın mısrayı.

    Şiir kolay bir şiir değil. Zorluyor bazen insanı.

  • 14 yıl önce

    Beklenen aşkı getirir mi yağmur damlaları bilinmez ama özlemlerinizi özlediğiniz biçimde yaşamanız dileğimle kutluyorum duygulu şiirinizi.