Hiç Uyumamış Bebeğe Ninni

HİÇ UYUMAMIŞ BEBEĞE NİNNİLER

(Kaybettiklerime...)

Ne komikti ve ne acı...
Ve hatta,traji-komikti hayatımız...
Uzaktan ıslık çalardı yalnızlığım.

'Ninni bebek,
Uyusun da büyüsün.....'

Kaybolan gençliğimin ardından
Savrulan kahkaharda gizli,
Acı gülümsemesi hayatın......
Hayat mayhoş bir elma tadında.
Kekremsi kokular dolduruyorken,
İçin(m)deki boşluğu....
Ruh,yerini boşluğa bırakmışken,
Ve yalnızken....
Güpegündüz
Saf,beyaz ışıltısında
O mavi bahçelerin,
Doğurulmayı bekleyenler sıraya girmişti,
Ve anlaşılmıyordu gökyüzündeki yıldızlardan hangisinin en önce akacağı,
O maviye...
O beyaza..
Karanlık esaretinden kurtulup,
Renk vereceği ruhlara ne zaman akacağını,bilmiyorlardı..
Belki de sadece yakamozlara...
Akacaktı yıldız..
Ölüp,ölüp dirilecekti sonra...
Her şair kendi adını andığında...
İttirsen açılıverecekti sanki,o kapı
Beyaz boşluğun kokusu dolacaktı,
Toprakta yediveren güller,seğirecekti o deli rüzgarla

Beyaz atların yelelerinde yitirdiğim,
Doğurulmayı bekleyen çocuk....
Ve başka mavilerde,başkaları.
Bekliyorlardı.
Yanlış zamanları,yanlış saatlerde okuduğum, bildik zamanlar geliyordu aklıma.
Yitirdiklerim,yani,
Ninnisi,hayatımın...
Hatırlıyordum.
Yalnız bir tufanda sığındığım o devasa ağaç kovuğunu...

Beyaz zambaklar dolanırken boynumuza,
Ve yüzümüzde izi kalmış sağanaklar,
Bir geçmişi saklarcasına,
Düşmek istiyorlardı,
Gözlerinin boşluğuna...

Oysa gözlerin yeşildi...
Gözlerin mavi..
Ve boşluğa baktığını sandığın gözlerinin ışıltısından
Kör olmuştuk, inan...
Hepsi sahici.
Sahici kuşlar gibiydi.
Gerçek yalanlar gibi,

Gidemediğim yolumdun sen,
Tüm yolsuzluğumda,
Cebim desen, beş para yoktu ki, anasını satim...

Kalbim dolup,taşıyor
Bomboş sağanaklar gibi saklanıyordu,
Gözlerimin ardına,
İttirsen açılacaktı sanki,
Beyaz boşluğun kokusu girecekti kapı aralığından
Ölüm korkusu her daim oradaydı..
,Bahçesindeydi hayatın,
Kuşlar durmadan ötüyorlardı,herşeye inat
Ve beni gülümseten bir şarkıyı fısıldıyorlardı kulaklarıma...
Taş yollarında ilerlerken hayatın,
kendi kendime söylediğim türküleri hatırlatıyorlardı...


Bir korkuluk gibi kuşları kovalamaktaydı
Şair.
Kargalar kıs kıs gülüyorlardı olan bitene.
Tutunacak bir dal bile kalmamıştı,
O anlamsız uçurumlarda,
yeşil sandığın,
O ormanda....
Gölgeni yitirdiğin o öğle sıcağında...
Tetikteydi polisler,
Sen suçlu.....
Ardına saklanacak bir gölgen bile yoktu,
Ne gecenin karanlığında,
Ne de gündüzün can alıcı sıcağında..

Gölgesiz,sessiz
Evet ya,bir sessiz çığlıkta...
Ne ağıt yakabilirdin,
Geride bıraktıklarına..
Ne de sesin çıkardı o taş basamaklarda,
Sadece üşürdün...
Gölgene bile sarılamadan yürürdün kuğulu parklarda.

Bir örtü olsaydı örtünseydin,
Adı yalnızlık bile olsa.
Ya da bir kadın seni öperek uyandırsaydı,rüya sandığın o gerçekten,
Hayalini kurduğun çocuk bahçelerinin salıncaklarında sallansaydın...
Gözlerin kapalı,
Sırtına dokunan çimenlerin dokunuşuyla kendine gelseydin,
Ölseydin ya da doğursaydın kendini kendinden....,
Unutsaydın...
Yeni doğmuş gibi,
Kefenini yırtmış gibi,
Aşkı anlamış gibi
Kargalarla birlikte,
Sen de gülseydin,
Gülüverseydin keşke....

(Bu şiir benim için...Kendime..İlk armağanım olsun...)
(28-5-2008--------5-01-2009)
.

05 Ocak 2010 244 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (4)
  • 15 yıl önce

    Şaire hanım, tebriklerim "Hiç uyumamış Bebeğe Ninni " adlı şiirinize olsun.

    Bu güzel şiirinizi gerçekten zevkle okudum.

    Kutlarım sizi.

  • 15 yıl önce

    kendinize torpil geçmiş, oldukça uzun ve güzel şiir yazmışsınız....kutluyorum

  • 15 yıl önce

    'Ninni bebek, Uyusun da büyüsün.....'

  • 15 yıl önce

    'Ninni bebek, Uyusun da büyüsün.....'