Hiç Yaşanmadı
İrin oldu akıyor kulağımdan umarsızca
'' BİTTİ'' deyişin...
Güzel bir romanın son sayfasına giriş gibiydi Mayısın sekizi.
Sende yaşamadığım 25 yaşımı azlediyorum ömrümden.
Hırsla bir avuç kiraz topluyorum babamla dalından.
Ömründe bir paragraf ayıramadığın figüran oldum şimdileri
Keşke kendimi hapsetseydim kiraz ağacının olduğu bahçeye.
Ellerinin yumuşak hafif soğukluğunu hissediyorum canım babam.
Pişman oluyorum şimdi hakketmeze dökülmüş heybemdeki dizelere
Harmanın yokuşunda yorulmuş iki soluk alışım var ki derin
Birini içime çeker birini taaa ciğerime
Bir ofla çıkar senin ateşinin bütün kurumları yüreğimden.
Aslında şimdileri anlıyorum
Gerçekten çok konuşmaya gerek yoktu
Bitti demesen bile can çekişiyordu gözlerimiz
Yalanlar yalanlar yalanlar
Hiç bukadar birikmemişti
O camın önünde senin cama çıkışını bekleyen çocuk lekelenmişti
Ölmüştü aslında ağlayanı yoktu sadece.
Belki bunlar şimdi boş laf
Ama 25 yaşım yaşanmadı hiç
Faili meçhule girmesin diye açıyorum bu dosyayı
Savcılar iş başında
Alacağım bir kaç cümle var aslında
Senin son sözün eski - yeninin önsözü oldu
Dosya yaşanmışlıklarla yaşam arasında sıkışan hayallerin katilini buldu.
Doğru tüm şiirlerin, tüm şehirlerin
Tüm tümcelerin ana fikri
'' bitti''
Kozlu sahiline şişede şavkı vurdu..
Mekanı cennet olsun babanızın, sabırlar dilerim.
Ne güzel bir serzeniş, ne şiirsel bir özlem, ne naif bir pişmanlık dizeleri... Yürek dolusu başarılar
Babamı kaybedeli 7 ay oldu.25 yaşımda babam ın yanına gelmedim hiç. bir erguvan çiçeğine gönül vermekten. Mevsimini şaşırdı mayısta soldu. 25 yaşım heba oldu. Ben babamla geçireceğim koskoca bir yıldan oldum.