Hıdır Ustanın Sineması
Köyümüzün meydanında tek katlı, tuğladan yapılma yerdi
Beyaz badanalı duvarlarında film afişlerinin asılı olduğu yerdi
Tahta sandalyelerin sırtlarına çivilerle sırıkların çakılmış olduğu yerdi
Yazın çok sıcak kışın çok soğuk olan bir yerdi
Biri kavgalı gürültülü diğeri ya acıklı ya da komedi İki film oynatılan yerdi
Filmin yarısı bittiğinde on dakika ara yazdığı gibi
Hemen kendimizi dışarı atıp nefeslendiğimiz
Tiryakilerin ise sigaralarını tellendirdikleri yerdi
Film izlerken elvan ve çamlıca gazozların içildiği
Ay ve kabak çekirdeklerinin çitlendiği yerdi
Bazen en heyecanlı yerinde ses kesildiğinde
Koro şeklinde makinist ses diye bağırdığımız yerdi
En kötüsü elektriklerin kesildiğinde ortalığın zifiri karanlık olduğu an
Çakmakların yakılıp ortalığın aydınlatılarak
Umutla gelmesi beklenilen gelince çok sevinilip
Filmin kaldığı yerden izlenmeye devam edilen yerdi
İzlediğimiz filmlerde en çok biz ayrı dünyaların insanıyız
Nayır nolamaz, kör oldum göremiyorum
Gözlerime inanamıyorum görüyorum görüyorum
Bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla
Anneciğim, ben bu amcayı çok sevdim, ona baba diyebilir miyim
Senin annen, bir melekti yavrum
Hatırlar mısınız, bir zamanlar, fakir ama gururlu bir genç vardı
Evlenince, pembe panjurlu bir evimiz olacak
Nen var kuzum
Seni sevmiyorum, seninle oyun oynadım,
Bunu anlamadın mı hala sözlerini
Duyduğumuz bir yerdi
Filmi izlerken konusuna göre
Hüzünlendiğimiz, ağladığımız
Kahkahalarla güldüğümüz
Kızdığımız, sinirlendiğimiz yerdi
Hıdır ustanın sineması.