Hikayem Zaman da Gizli
Her ne kadar yanlışım olduysa
İnsanız ya ucundan kenarından hayatın
Taneleri arasında
En olgunu olmak ısterken
Sarılı veririsin bir güzelin rüzgarına
Uzerine çekersin perde
Soyut bir dünyada
Yarin somutluğuna vurulan
Kalp atışlarını sayarken
Geçmesini istersin ömrünün
Bir yastıkta yan yana
Zaman değişir
Hayat arkasında
Hırsız polis misali
Tüm hızıyla ve gaddarlığıyla
Yıkar
Konar göçerlerin bahtsızlıyla
Vuruluru namlusunu ucunda yalana sevdalar
Kimileri sevdalara dalar
Mutlu olmak için
Kimisi gölgesinde unutamadıklarının sesi
Zaman ilerler
Öyle bir gecer zaman ki
Durup unutulmak isterken delice
Hali hatırda eskiye dönük naralar atar
Rüyalarında varsaydığı hatıralarıyla
Sere serpe oracıkta
Ölür mü sevdiğinden uzakta
Kalırmı yine gözler yaşlı
Ellerinden kayıp giden zaman inatla
Bende annem kokardı teni
Gözlerinde dünyanın binbir rengi
Esir olmusum ki gitmiyor sevgisi
Zaman ayrılık getirdi
Hep o mutlu olsun istedim
hep onun yüzü gülsün ki
mutlu olayım istedim
o her güldüğünde içimden güldüm
asık suratıma inatla bir çocuk gibi
ne zaman üzülse ağladım gizliden gizliye
zaman değiştirdi
unuttum yada kendimi kandırdım
ama
asla kalbimden dudaklarıma
giden yolda ne riya
nede şerefsizlik yattı
ne olduğunu biliyorum
öğrenmesen de olur
beni hep ama hep kötü bil
yeter ki sen çok mutlu ol
hangi tende
kimin ellerinde tutuyorsan
dokunmaya kıyamadığım dudakların kimi öpüyorsa
hep sana layık biri olması dileğimle
zaman elbet geçer
ömür bir gün biter
verilen sözlerde yerine gelse de
benim olmadığına şükretsen de
yüzünden mutluluk eksik olmasın
giden gider zaman yenilir
hesaba yazılır bir gün daha
pişman olmaktan utanarak
aynı sözcüklerime yenilerini eklemekten
uzaktayım artık
yozlaşan yüreğime bir tutam su
serpebilirsem
belki bu azaptan kurtuluşum olurdu
yeni birini sevmek gibi
ya da yeni eşya kokusunda
kaldım sanırım
nereye baksam
nerden kaçsam içimdeki
yağmur yüklü buluta
avuç dolusu göz yaşı yükledim
hani o canından çok sevdiğin var ya
zaman...
hiç etmek zamanı
kalbur üstü lakırdılardan
kaçmaktan sıkılan adam olup çıktım
ben gidiyorum
bu sefer çok uzaklara
uzaklaştıkça büyüyorum
içimdeki seni büyütür gibi
kan kusuyorum
zaman kendini naza çekiyor
uslu bir çocuğum yamacında
oyun bahçesinin tam ortasında
bir ben
birde senden kalan tek oyuncağım
o benden yoruldu
ben uslanmadım hala ona bakmaya
koynumda taşımaktan yorulmadım
koklamaktan bıkmadım
gittiğinde yanımda kalan ilk göz ağrım
canım bi tanem
sen sakın ağlama ben yanındayım
koynumdasın
siyah üstü parlak
çakıl taşları gibi mat
kırılgan
olamadım senin gibi
inanmadım kimseye
tek doğru sendin
tek arzumda senden ibaretliğim
hep sakladım
zaman cephesinde
askerim
yağmur ensemde boza pişirir
dilimde yalın bir türkü
bir dağ ismini söyler
kalkıp gitmek
tek kurşunla tam alnın ortasında
oracıkta
zaman ateşi yakar benliğimi
yinede silemez seni
dar ağcım ipim
boynumu keser mi
unutmak için
sözlerini kime satsam
yalan dünyanın paha biçilemez ırgatı
olmak mı senden değerli
yalana ortak olmak mı
orta oyunlarında ki
hangi karakterim ki
bebe ruhi ye çatayım
yok ki elimde maşam tek tek ayırayım
zaman arkamdan vurdu
serseri mayından esinlenmiş
gelecek kaygısında
masalsı dualarım
sende yapma be kar tanem
o ben değilim olamam
kim demiş sana su tanem
zaman...
zaman elbet ölür
öldürmekten sıkılmadan
eli kolu kanlı
gömleğinde
senin parmak izlerini taşıyorum
infaz edilen belli
fakat infaz eden kim?
Zaman...
Kadınlar romantik şeylerden hoşlanır
Nasıl ne gibi şeylerden?
Aşk mektubu yazmak gibi
Ben hiç yazamam ki öyle şeyler
Halbuki kaldı mı mektup
Yozlaşan dünyanın tutsaklığında
Kaldımı ince duyguların
Damıtıldığı sevda tutkuları
Zaman yelkovanıyla tutsak eder ömür törpüsünü
Zaman sahipsiz bir köpek gibi
Islak
Kokan
Korkak gözler altında
Söylenemeyen bütün duyguları
Bir anda
Verebilmekse hayatının meleğine
Çekip gidecekse aldırmadan
Utanmadan sırtı dönüp
Apansızın oracıkta
Bırakacaksa yüz üstü
İki sekse serecekse seni
Yerin yedi kat altına
Varsın sadece o yapsın
Canı
Bütün varlığına armağanım olsun
Yeter ki o mutlu olsun...