Hoşça Kal Dudak Payım

hasret binmiş yine küplere
sirke zararı yazılmış bir gün daha takvime
özleme yenik bir nefs_i müdaafa
yine hüzün çalar akşam gün batımının yüzüne
sevda konçertosu sos veriyor
hem; delilik hangi zaman para etmiş
şimdi akıldan öte bir dünyadayız
atmadı kendini yine yerden yerlere!
bak yine hiç titremedi telefon
sen hala boşbacak acabaları takdimle...!



dondurmalıydım aslında seni
avuçlarımda boğup attığım binlerce kağıt gibi
dinlemeliydim içimdeki cızırtılı parazitli yalan haberleri
bilirim aslında
gözlerin sesten hızlı olduğunu
ve duymak istememenin en büyük müptelalık olduğunu
vazgeçememek değil mi zaten
bir çok hastalığın başını yerden yere vuran
meşekkate neden daha fazla meyilli insan
neden olabildiğinceye kanmaz insan
avuçlarından fazlası dökülüyor işte yerlere
neden avunmazsın elindekiyle
oysa her fasılda çarpıyor yüzüne
sevgiden fazla herşeyin fazlası haram
ve
neden hep tencereden büyük kapak
nasıl oluyor da;
üç harflik bir yol bu kadar bir dünya uzak...!





keşke hiç bakmasaydım gözlerine
keşke hiç kanmasaydım o parlak yakamoz derinliklere...!
şikayet hakkım yok biliyorum evet!
unutmadım değil ,unutamıyorum aklımda evet!
o hakkımı,
bir gece vakti bir dudak payıyla iki çukura satmıştım evet...!




ben derinliğimden şikayet etmem de
işte karanlığa nişanlıysa bir yanın
ölüyorsun gün be gün
hatta;
ölecek kadar bile kalmıyor derman
o kadar zor mu anlamak ışığım!
aydınlığa sevdalıysan işte güneşi özlüyorsun o zaman...!



//... ama değil mi!...sen aynaya istediğin kadar kız..masaldır o bildiğinden şaşmaz...duymaz hatta! karşısında konuşmuyorsan...//



evet bir masal gibi aynen işte
hayal ile gerçek arasında bir yaşam
bir bakıyorsun yenilmez bir savaşçı
birinde tek gözlü bir korsan
......
işte buhran biçiyorsun yalnızlık ekiyorsan
hele ipinden belli bir uzunluğa ayarlıysan
işte iki dudak arasında yaşıyorsan
işte önüne ne konursa onu çekiyorsun
yazısını sen yazmadığın bir niyete tavşansan...!



ve el insaf;
başı boş artezyen gibi ne kadar dayanırsın insansan
biri gelir de çıkarır belki suyumu
okşar
yıkar
yosun tutmuş yüzüne değdirir kokusunu
kurumaz mı insan güneşin altında kalırsa bir ömür boyu
donmaz mı
yaşar mı bir kucaklayanı olmadan...!



döktüm içimi rahatladım yine ayna
gidiyorum işte...
hoşça kal dudak payım!
ve
artık beni hiç arama gerek yok...!





çünkü
ben hep
buradayım...!





ToprağınSesi

10 Mayıs 2010 369 şiiri var.
Yorumlar (13)
  • 15 yıl önce

    muhteşem bir şiir okudum gercekten süper tebrikler

  • 15 yıl önce

    kutlarım yürek sesini şairim... her zaman aynı tadda...

    sevgiyle kal👍👍👍👍 sıkı hesaplaşmaydı👍👍

  • 15 yıl önce

    "nasıl oluyor da; üç harflik bir yol bu kadar bir dünya uzak...!"

    Yakın mı uzak mı bilememde bu şiir yakıcı..

    Kutlarım Serhat Bey..

  • 15 yıl önce

    her bir bölüm ayrı bir öğreti.

    dolu dolu çıktım şiirden.

    sevgiler.

  • 15 yıl önce

    Burada olmak.. Düşündüren bir final.. Gözünün önünde de olsa insan hissederek göremeyince herşey boş zaten..👍

    Nicelerine Ağabey..