Hovarda
buz gibi..
kalbim buz gibi.
içi kırık dökük;
dağılmışım tuz gibi.
ölüyorum her gün
bir parça daha cansız bedenim
benden kopup sana eklenirken
yine bende kalıyor kederim!
hep sen misin gülmeyi hak eden
ve bir ben miyim böyle bahtsız?
dilerim sonunda o kötü kral,
hem yalnız kalır hem de tahtsız!
saltanatsız sultanlık mı olur
yarsız aşık mı olunur
böyle kader nerede görülmüş
üç kuruşa bir aşk nerede satılır?
ucuz aşklar peşindesin görüyorum
şeytan tüyüyle okşuyorsun yürekleri,
ben buradan postumu kurtarayım diye
dört elle sarıldım,çekiyorum kürekleri.
sen de bu akıl bende bu taviz
bulursan bana da yolla böylesi saf bir keriz
yahut bir liraya bin gram eti
satanı görürsen haber ver alır
birlikte yeriz.
yeni kuşağım eski model hovardası,
kurs aldığın okullar medrese oldu kapandı
senin boş sözlerine karnım tok demek az
kusacağız neredeyse kalmayacak üst baş
havalar ısınsın sıcaklar bassın biraz,
hele diyorum çekilsin şu kara bulutlar,belirginleşsin bir yaz,
yonca bitecek buralarda kazanova yonca
kulak arkana da bir küçük gonca,
saz çalıp oynarsın bir sola bir de sağa,
hiç canın sıkılmaz bir yaz boyunca.
bırakırsın yoncaları da artık karnın doyunca!
ölme kazanova sakın ölme
karaborsada para etmez senin gibi bir leş
yaşa hem de çok yaşa
nasıl olsa yonca,hava su hepsi beleş!