Hû
Bekir Keskin'e
Sessiz ''Son Dem''
I
ve Tanrı dokunduğunda sol merceğimde bir kız çocuğu ile kanıma
yanaklarım kendi kendilerini ateş çukurundan iltica eyledi
ben yeniden annemin rahminden doğmuştum
doğum kirpiklerimde üşüyen kavimler lehçesinde giyotin soluğu
ölü bilgeler saçlarımdan uçup arzın bekçi kapısında
susuz dil kasırgalarında ölü bedende çenesi çekilen
var olamayan insan çürüğüydü
Tanrı merhamet edecek miydi
ruhumun isyan tarafına
El-Hayy beni hiç olmamış gibi öldürebilir miydi
süt dudaklarımı mühürleyip tenimi bulutlara asıp
repliklerime imzasını atıp Bismillah'la
sen hiç var olmadın Tülay diyebilir miydi ey o ğ u l
oğul bilmiyorsun sen ben çoktan öldüm
secdem dokuz ay on gün gergefinden ağlıyor
peygamber çiçeği ise
zihnimin saatinde ''iki harf eti''
aklımın bıçak teri notları yalın ayak çocuk kıyametliği
çocukların tenini çiğneyen şizofren varlıkların
parmaklarını kemiklerinden sıyırıp tükürdüm
tükürüğümden yakalayıp ağzımı dikip şırıngalara çektiler
bu yüzden Tanrım
ağzımın içi sübyan uçurumları
Bismişah Allah
II
Habil ve Kabil'in ve Şi'râ'nın Rabbine
Agartalı rahiplerin irşatlarına
mu dininin akılları linç eden keskinliğine H û
Tekbir Rab'ba
Tevrat
Zebur
İncil
Kur'an-ı Kerime Hû
yedi arş hükmüne yedi kat ruhsal varlıklara
Adem'in kanına küfür bulaştıran kukla gövdelere
and olsun ki
ölümle gecenin yenmiş ayaklarında katledilip dirilecekler
Musa Davut İsa ve Muhammed'le dört kez arz kendini düğümleyip
iplere üfleyenler cehennem korunda etleri derilerinden söküldüğünde
işkence çukurunda kızgın demirlerde secdeye durdurulduklarında
ruhlar kıyameti sırat saçında boğazlarından hüküm edilip
susturulacaklar
yerini yadırgayan şiirlere körpe sûr ezbercilerine
ürperişler sorgu cellatının yüz yarısında
asır lahit sendromu terapilerle
ölü kuşlarla intihar mangası
terapiler saf rahmin ağzından beslenirken
kız çocuklarının ayak izlerini kuma örttüler
hangisi Tanrı'nın çocukları
hangisi İblis'in çocuklarıydı Cebrâil
inkarla akıl bozgunluğuna uğramış
bedensiz ve bedenli varlıkların
tabure organlarıyla güzargâh çizen
ironi sakat masalıdır
bu masal kördür
Hû Rab'ba Hû
Lât Uzza ve Menat'a tapanlara ceza zebani toynaklarıdır
bu ceza kaynayan kazanlarda irinle karışık
sol defterden avuç içine verilen
inisiyatik ma'bedlerden yükselecek sâlâ uçurumudur
insan aklıyla yazılmış uçurum maşiah kitaplarına inananlara
dip kuyu rahminden içine alıp pis kanla kemiklerini yiyecek
avcı vampirlerinin dişleri asla boş olmaz asla
havariler ömrümüze cücelerle birlikte karanlıklarını akıttıklarında
su ateş toprak ve hava gözyaşlarını kıyamet dirilişiyle yağdıracaklar
eziyet ses tutanaklarını üzerimize oğul
yer ağlarken Hz. Hamza'ya bize kim ağlayacaktı
kim dua yağdıracaktı arınma sonunda
mezarlar asla dolu olmazlar asla
-III
tuz basıp gözlerine
imanını kahinlerin toprak büyülerinden bertaraf edip
yasa dışı kelimeleri aklının abaküsünden toparlayıp
yırtıcı insan kuşları katlet o ğ u l
salın sonra göğün kınalı meleklerine
tenin yüzelli bin aleme süvari askeri olsun
Geburah'a H û
dilini içine yiyip
Mısır rahiplerinin küflü bıçaklarında sırrını sakla
ikrâ kelimesinde Mikâil'in kanatlarında semayı öpüp
genzinden insleri tükürüp âmâ omuriliğinden yeninden doğ
bu doğuşla
menfur kanlı tırnak ucu cinayetlerime bir şiir ada o ğ u l
ki bekirler ölmesin
gözlerimi ruh yiyici bir kadının günahında bıraktım
tecrübesiz bir adamın durağında bakirelerin elleri yoktu
çocuk ruhlarının katillerini göğün ezan sesine yazdım
bu yüzden
yaşayan ölüleri yakıyorum sığınağımın ortasını kurşunlayıp
namlunun ucunu öpüyor dudaklarımın Kudüs ganimeti
Amed kaldırımları göğsümün ortasını söküp
tımarhane kaçkınlarını kefenleyip
önce içime sonra dışıma dikiyor asrın lanetini
taş caddeler abdestsiz abattoir
içimdeki misyon ayinleri x cesette idam mangasına dönüşüyor
ben nazi fikrinde asılan jilet kesiği partizanlığı
-IV
Lâ'nın lugatını parçalıyorum kirli bir cuma akşamı
karabasan baskınlarını iki yoksulun çamuruyla
kafatası çukurundan söküp
yeniden gözlerime dikiyorum kirpiklerim eşkiya
eşkiyalar uyumazlar asla uyumazlar
kalemi kırıp gök celbinde
kendimi çürütmeye ayarlıyorum
solum sağım gardiyan
nikahımı kırmızıya boyayıp
tabutumu kara kapkara uçurum gelinliğiyle
üzerime mızraklıyorum
mızrak ten hıçkırığı H û
sokakları üşüyüp Firavun gazaplarını üzerime düğmeliyorum
düğmeler ateş çiçeği
bir bebeğin linç senfonisinde amadeusun besteleri kayıp
''son dem''de kalbim titrek gök yağmur dualarında
günahlarımızı kim çoğalttı arap kavminde o ğ u l kim çoğaltı
günahkarlar asla uyumazlar asla
''Ebû Leheb'in elleri kurusun''
Yusuf'un gömleği kanıyor inşirah suresine
destur
eylül kefensiz
boşalan kanda ağlayan sübyan çığlığa
H
û
Juli August September 2013
Duisburg/Amed
Lösev
Ruhum kanlı ordularda
Gömülen çocuklar mezarlığı...
http://www.youtube.com/watch?v=lJnQ2dhobRg
Can Ağabeyim:
Ben ve sol merceğimde ki görülen senin tabirinle melekle öptük yorumunun en içli yazısından. Şayet sana yolladığım fotoğrafı inceleyip gözünde görülen herhangi bir şey yok deseydin inan o an aklımı yeniden öldürüp o meleği buluncaya kadar zikrim Bismişah Allah'la kendimi katletmeye devam edecektim. Şükür olsun ki Rabbim gözyaşlarımın cevabını merceğime yansıtıp dualarımı zikirlerimi kabul etmiştir. Tövbem de ona sığınmam da ona.. Hı» Sonsuzluğa sahip olan Rab'ba Hı»...
Sen can Ağabeyim hep var ol bendeki aciz ruhla... Selamım kalbine...
Gamzelerimden gülücük kuşları konsun yüreğinin İSTANBUL'UNA..
Bazen lal olur diliniz.
Oysa yürek asla lal olmaz.
İnzivaya çeker kendini. Daha iyi bir dem, daha güzele ulaşma isteği ve hepsinden önemlisi içini boşaltma isteği. Günlerce içine yığılan ve süzemediği her şeyden uzak kalır şair.
Sonra alır eline kalemi ve gözündeki melek seslenir ona.
Hu Tülay, Başla...
Şair gönül emrine itaat eder. Bir can oğula ithaf eder dizelerini.
Akar, akar, akar kelimeler.
Tertemiz sular oluşturur heceler. Etrafında yemyeşil sonsuzluklar.
Gelir okuru sayfaya, Duraksar...
Okur, okur, okur.
Şükür ya Allahım der,
Şiire doydum...
Gamzelerinde s/aklar şiiri, bir öpücük bırakır...
👑👑👑
Şiirkolik Aileme en çok kalbi teşekkürlerimle. Her dem çığlıklar da buluşmak ümidi ile... Var olun...
Sayın Kandemir: Teşekkür ederim, saygılarımla var olun.
Sevgili Efsun: Çok teşekkür ederim var ol kız çocuğu.
Efruz süt kokulu sedam...👶
Öptüm gözlerinin kıyı kentinden Sen bende tarifi edilemeyen bir ülke toprağı Sen bende sesinde kendimi bulduğum yeni dünya ütopyası
Seni ne çok sevdiğimi ben ve real hayatımda ki herkes bilir... Ablan 👧
Sevgim bitimsiz kalbine...
Emeği kutlarım
Ablammm
Nasıl görmedim ah nasıl!
Uzun zamandır bekliyordum seni okumayı, öyle bir şiirle geldin ki...🤐🤐🤐
Bu şiir için çok uğraştığını biliyorum, günlerce değil aylarca... Öyle duygulandım ki sanırım seni tandığım için şiirdeki tüm ipuçlarını yakaladım, hayatının ve çocuklara olan aşkının...
Ah öpeyim o kalem tutan parmaklarını, güzel yüreğini ablam.
Bekir arkadaşımıza da varlığı için teşekkürler...
Çok seviyorum seni biliyorsun, çok!
👧
👶