Hüsnü-zan'ın Ölümü

Alevine kandımda soyundum bu sevdaya.
Güzel düşlerden ihramını giydim aşkın.
Oysa görebilen gözler, görürdü çıplaklığımı.
Ey benim büyüsüne kapıldığım güzel papatya!
Ey aptal aşık!
Duy!
Kimseler bilmedi!
Bu aldanışı bir senle; yaşadım, yaşattın bana..

Ne dedim ben? Benim mi?
Hayır!
İbrahimin İsmaili gibi uzanmışken dibine bir kır çiçeğinin,
Yani senin,
Beni gölgesiz bırakıp, umarsızca salınışında gördüm başkalarına
Kokunu herkeze saçışında gördüm, bana ait olmadığını.
Ey kadın!
Gidemedim.
Gittimse dönmek içindi. Ne çare ki esirindim senin.
Sen benim tek papatyamdın, bense kurbanlardan bir kurban.

Gördüm.
Gördüm ve korktum.
Korktuğu gibi o kalabalığın kıraldan, bende gitmenden korktum papatya.
"Çıplaksın oğlum sen, seni sevmiyor" diyemedim.
Ne sana ne bana.
Ve gidemedim de..
Susturdum o cesur çocuğu..
Sen de avuttun bi güzel..
Şimdi gittin. Şimdi korkulan oldu. Şimdi özlüyorum seni.
Ama bir çocuk nefretle bakıyor bana.

İçim bomboş.
Yokluğun değil varlığın tüketti beni.
ılık ılık bişeyler akardı dudaklarınla her buluştuğunda dudaklarım.
Paylaşıyoruz, çoğalıyoruz, mutluyuz sanmıştım.
Kanımmış yudum yudum içtiğin şarap misali,
Sen sarhoş olmuşsun, benimse başım dönmüş eksildikçe içim.
Neydi, oysa mutluyuz sanmıştım.
İşin bitti, boşum ya da yeni meyler peşindesin, içmektesin.
Ne farkeder?
Alevine kandımda soyundum bu sevdaya,
Yanan bir avuç samanmış yetmedi kendimi yaktım.

02 Haziran 2012 6 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar