Hüzün
hüzün
yüzümün bir yanı
bir yanı seni yüzünen
yüzünle hüzün arasında ürkek bir çocuk
sağım solum bataklık çakıl-diken tarlası
'sözlerimin özlü yerlerine sığınıp mülteci masalı umutlarla sarıyorum yaralarımı'
akşam üzerilerinin soba kokulu sokakları kalıyor geride yüzün
hüzünle birlikte yüzümde
yüzün
yüzümün bir yanı
hüzünse bu tablonun değişmez elemanı
darağacının taburesi çürük olur ve ürkek bir çocuk bile bir sözle çıkarılabilir tepesine
inmemecesine
yüzüm
yüzünle hüznün yuvası
bir nevi minyatür gelincik tarlası
hani açtıklarında sevinir de
sert bir rüzgarla dağılınca ağlarsın ya
rüzgara kızarsın ya
...derin karanlıkta silik silüetim
ve sessizlik devroluyor bir sonraki geceye
ne yanına baksam aynanın
yüzün
yüzüm
hüzün...