Hüzün Hamuru
Durgun bir bulut gibi durur göğsümde hüzün
Sessizliğe doğru uçar kuşlar
Belli etmeseler de kanatlarından üşürler
Yüce dağlardan aşarken, deniz tutar titrerler
Bozkır türküsünü taşırlar yüreklerinde
Efsaneye dönmüş sevdaların
Dumanlı başlarından geçerken
Acının sessizliğinde kavrulur hüzün
Kanar damla damla sol yanında
Yanımızda değilse de sevgililer
Yanan bağrımızda tüterler
Ve yağarlar kan kusarcasına
Ayrılık ömrüne mayalanmış bir kere
Kabardıkça hamurun
Hüzünlü yufkalar açacaksın
Ve yalnızlığı harç yapıp içine
Hüznün taş fırınlarında pişeceksin
Boş bırak düşlerini. Başıboş kalsın
Güneşi kopar dalından ellerin yansın
Yüreğinde ki yangını bir nebze unutursun
Dinle çağlayanın şarkısını
Ateşin harını alsın
Hüzün denizinde çırpınmak nafile
Girdaba kapılmamak için sabırla kulaç atacaksın
Ayrılık ömrüne mayalanmış bir kere Kabardıkça hamurun Hüzünlü yufkalar açacaksın Ve yalnızlığı harç yapıp içine Hüznün taş fırınlarında pişeceksin şair dostumu kutlarım selamlar