Hüzün Ordusu
önce karardı her yer
koyu bir gölgeye dönüştü hissiyat
çivi gibi yanlızlık hissi sardı
dört bir yanımı
ve ben silinirken bu karanlık şehirde
adının Türkçedeki yansımasını haykırıyordum
bin yıllık bir hasretle bu yorgun şehre
haykırıyorum ama nafile
tarih olmuş çoktan sevdam surlarda
yitip gitmiş bir hiç uğruna
cevapsız sorular kemiriken beynimi bir fare misali
ben bir yanıt arıyorum mavzerde
artık yaşayamıyorum bu şehirde
neyi ne kadar yaşadığımı da bilmiyorum ya
nefes almak yaşamaksa
son nefesimi veriyorum
mavzer ateşine tutarken
HÜZÜN ORDUSU...