Hüzünden Arta Kalan Bir Avuç Keder
Yüzüm gülmez bilirim ta ezelden beridir
Çevirir çemberini ardımdan çarkı felek
Hani güldüm dediysem ağlamanın yeridir
Yırtar da gömleğini acımaz zerre kadar
Dağıtır ortalığı yalan yanlış bilerek
Hüzünden arta kalan bir avuç keder
Vefasız yâr bilirim duymadığın figanım
Uykusuz kalır şafak yakamoz düşlerimden
Bilmezsin ki yalancı dünyayadır biganım
Üstüme örtündüğüm toprak değil nihayet
Alabildiğin kadar al hıncını serimden
Sebil göz yaşlarından olmaz hidayet
Bilirsin kem ağzını açınca uçar neşem
Sebatkâr gülüşlerde huzurun adı kalır
Çetrefil gölgelerin serininde muhteşem
Ağulu sözlerinde töhmetin izi kalır
Peçe takar yüzüne utançından arınmaz
Yıkılsa da asuman gök kubbe baki kalır
Olmaz olsun bu sevda zehir zıkkım tadında
Yâr bilerek ben senin sözlerine kanmışım
Erimişim akmışım, humar bakışlarında
Aç gözlü hoyratların otağında bin keder
Ayyaşların içtiği esrardan dem tutmuşum
Geçmişini unutmuş, gelecekten bihaber
Vurduğun her darbenin sebebini bilsem de
Kör kütük sarhoşluğun bu akşam da yeridir
Suların donma vakti habersizce gelsen de
Bu sevdanın volkanı yürekleri eritir
Dem tutar arzuların demsizliğin zeminde
Gülistan sele gider şad uman yetim kalır
Ozanca/İzmir