Hüzünlü Yaprak
Hicran örtüsü gibi serilmiş, hazanın dingin topraklarında,
Rüzgârla kıpırdar sürgün gibi, sararmış hüzünlü yaprak
Gidiverir yüreği uçurumun en dipsiz köşesine kuş olur
Gökyüzünün yolunu bulmak isteyen bir gökkuşağı gibi
Görünmezliği rengine karışır utangaç çocukların korkusuyla
Sobelenen bir sevda kaçağının deli adımlarını atıverir
Kırlangıçların güller taşıdığı yıkık kenttin dar sokaklarına
Cemrelerin düşüşünü tamamladığı bir eylül ayıyla
Virane şehrin bacalarından öfkeler tüterken
Yeşili sarıya dönmüş, yorgun ve argın kapıları çalar
Fırtınaya tutunmuş yağmurlu bir düş serabıyla
kaçak yolcu gibi sürükleyiverir kendini baharlara..