Huzursuz Düş Kuran Zemberek
Şimdiki zaman hikayesi bu…Guguklu saatin kukumav kuşlarını vurmuş göktaşları...Isırgan tarlasına saklanmış an yüzüstü bırakıp kendini…Nihayet geldi diye söylenmiş kimseler…Herkes yanlış anlamış.
Su olduğunu bilmeyen deniz gibiyim
Deli baldan şifa uman,
El pençe divan
Kocaman bir duyguyu bastırdım,
Dağıtıp duruyorum usulünce
Acıdı kanarak içtiğim su,
Yerimi de yadırgıyorum sonda ki
İçim gayya kuyusu
Nasıl diyeyim…İşte öyle
İki ayrı dilde söyleniyor,
Bu saatten sonra
Bu saat kaç beyhude
Bana Türk'çe söyle
Ovuşturuyor gözlerini dün
Batıyor mahmur gece
Birazdan gün devrilir,
Nabzımın üzerine
Ben yine…
Avcuma el çizmeye çalışırım kendimce
lodos kahverengisi olursun sen,
Kaçırılmış gözlerinle
Yoklarken yarın dünü
Ben renk vermem meşrebimce
Gözdür seğirir
Kulaktır çınlar
Sen/deler yürek çarpıntısı
O boşluk daha da büyür,
Adım atacak yer olmayan içimde
Kadere sordum her şeyi bilir diye…Talaşa yatırılmış kalıp buzmuş yarın...Dişlerini gıcırdatıyormuş kıl testere…Ve yüz yokmuş sonu sıfırla bitmeyen
Suadiyeşubatikibinyirmibir
Demir Mutlugil
Kutlarım Demir Bey, okumaya değdi..
Değişik işleyiş, etkin ve yalın anlatım, konu özlü şiir için sağ olasın Demir Bey.
tüm harfler dansa kaldırmış sanki şiiri..
Sevda yüreklerde yer etmeye görsün bir kere vuslata çok zaman varsa neler yaşar insan neler ki ... Mısralar yine özgün yine nevi şahsına münhasır... Kutluyorum yürekten...
Coşkulu bir imge selamlamasıyla giriş yapmış şair, sonrası su gibi şiir. Tebrik ederim Demir şairim. 🧿