İç Acılarımın Toplamı

-Önce klasik cümlelerdi kurulan
biraz yarım,biraz bütün-

Sen;yaklaştıkça uzaklaştığım kadın,
Yörüngesinde kaybolduğum dünya,
Teninde Akdeniz'i barındıran
Gemilerimi kaptırdığım girdap!
Bıraktığın bin yıllık enkazla burdayım şimdi.
En acemi halimle yakalandığım,
En çocuk yanımla kandığım yalan.
İnan hala çok güç şiir yazmak
Gözlerini kağıda bulaştırmadan.

-Önce bildik cümlelerdi kurulan
biraz yarım,biraz bütün-

En gereksiz şiirleri yazdım belkide
En gereksiz ayrıntılarında ömrümün
Kangren mevsimlerle yağdın üstüme
Suda yürüyen çıplak bir kadın gibi düştün.
En olmaz yerinde oldun toprağın
Vücudumda bıraktığın yanıklarla
Kalmak en az gitmek kadar zor
Kalmak bir otogar yalnızlığında,
Ruha edilen vedayla.
Saçların gibi akıyorlar şimdi bulutlardan
Bu şehri en güzel yağmurlar giydiriyor.
Yaralı birkaç yüzyıl geçmiş sanki
Benim iç acılarımın toplamı,
Senin gidişin ediyor.
Ve yaşamak umarsız...
Ölüm soğukluğunda taze kalan acılar
Kerpiç duvarlar ardında.
Yaşamak başın dönmeden,
Bilmem yüzde kaç umut oranında.

Seni her şeye benzetmek mümkün
Her şey!derim,adın yankılanır içimde.
Lakin ölümü anlatmak zor
Onu da çok denedim ama olmadı
Gidişin hiçbir şeye benzemiyor.

-Önce klasik cümlelerdi kurulan
biraz yarım,biraz bütün-

Anlatmak seni
Bütün acemiliğimle...
Bir çiçeğin en tutulacak yerinde elime batan diken
Ve tamamen doğaçlama oynadığım
Bütün ezberlerden uzak ilk yaram
Kanayan sessizce...
Anlatmak seni
Tamamlamaktan korktuğum eksiltili cümlelerle.
Seni nereye sakladığımı unuttum
Şurda,içimde bir yerlerdesin biliyorum
Bir su katresi kadar yaktığın alan
Bir su katresi,
Hani şu damlaya damlaya göl yapan,okyanus yapan.
Burada bitiyor notalar.
Ve raflara kaldırılmış
Küflenmiş şarkılar dolanıyor ağızlara
Yanık,esmer bir gökyüzü doğuyor
Ağır ağır siniyor kokusu siyahın
Yalan olduğundan kendi bile habersiz,
Süt beyazı yalanlara.
Bir silüet canlanıyor daha ilk sayfalarında aşkın
Bir silüetyağmur altında
Sona doğru yaklaşıyor her başlangıç
Ve çürüyen etim dökülüyor kaldırımlara.
Bu,benim bir kadın teninin altına gömdüğüm ilk tarihim henüz
Çoğu kez engelli bir çocuğu oynuyorum karşında
Ya da seni kandırıyorum,
Kendimi kandırdığımdan habersiz
Suflesi berbat bir alışkanlık işte
Bazen dilsiz,bazen ama...
Ne kadar koşarsa koşsun,
Daha yolun başında.

-Önce klasik cümlelerdi kurulan
biraz yarım,biraz bütün-

Senin de gelişinden belliydi gideceğin
Bir yalan gibi dolanıp gelmiştin
Geldiğin gün gitmiştin aslında.
Haydi yine git.
Bu kentte ayrılık çok zor
Ama sen yine de git.
Bu kez kendini de götür
Bu kez beni burda bırak
Her yalanda bir gerçek saklıdır ya hani,
Saklandığın yerden çık ve git...

-Önce senden konuşmuştuk
biraz yarım,biraz bütün-

27 Aralık 2008 19 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar