İç Çöküş
Hüznün imzaladığı bir hayattı bizimkisi,
Bu yüzden çok sevdik şiiri...
Ne kırlangıç özgürlüğünde
Ne taze yosun kokusunda
Ne de istiridye özgünlüğünde
Bir hayat bulamadık, bulmayalım.
Hangi dağı aştıysak ardı hep yalnızlıktı,
Bir kalem bir kâğıt,
Sol yanımda hüzne ağıt
Sanma ki sevmiyorum
Ben yalnızlıkla aşık atıyorum.
Birde sağlam iradesi gönlümün
Demir döver sorsam kendine,
Oysa bir şiir görse, dökülürken yüreğimden
Alır başını gider,
Ne ben kalır, ne ah
Yok, olur kendinden.
Yok, olmaya meyilliyiz az biraz,
Var olmanın telâşesin de,
Ne de olsa yaşam var en ağırından
Ne de olsa sevdalar var en ağrılısından.
Varlığının güzelliğini bir güne sığdıracaksam eğer
Geri kalan üç yüz altmış dört' gün hesap sorsun benden
Diyebileceğim bir sevdam var misal,
Ben ona öleyim, o bana hep visal.
Belki bu bir iç çöküş, belki de, öze dönüş
Yalnızlığı burada kalsın şiirlerin
Yetimliğimiz burada,
Fon müziği tadında hüznümüz burada...
Hani dağ; dağlanırda, yanar ya alev alev
Yanmalıyım özümde bende,
Suretim dar-ı Dünya'da kalsın
Aslı'm ukba'da muteber.