İç Güveysi
yeni gün aksi yüzün
eski hesap taştan duvar
o bana söyler ben ona
hürriyet mana aleminde
elleri kelepir kalem
hakikat kelepçesi sıkmadan
ya bu ihanetten kurtulun
ya da satın kendinizi
yokluğun çemberi için
şahane dünya dönerken düşün
yüreğim giden her kuşun
gagasında ezik buğday
susuz sorgusuz yutkunuyorum
alnımda soğuktan demir
giden gelen arayan soran
obur ve kemirgen ölüm
sislerin içinden geliveren
arsız bir gelin bu şehir
üstelik kıskanç huysuz telaşlı
uzun zamandır gözlerinin
öyküsüz yetimiyim neyleyim
iteler gagalar hırpalar durmazlar
sığırcık ölüsü kursağımda kış
yıkılır başıma kurduğum her düş
nasıl mıyım hiç