İçerdeyim Baba

hızla akıp giden o bulanık nehir nedir?
kaynağı neresi baba?
seçmeden içine düştüğüm
üstünde sürüklenip gittiğim o ceviz kabuğu
yoksa, nuh tufanındaki malum gemi mi?
yaşama içgüdüsüyle tetiklenip
yürüdüğüm yollar ve düştüğüm açmazlarım sonrası
çözülüp dağıldığım azgın suların ardından
ara ara durulup, koklaya durduğum
bir azap çiçeği miydi kutsal dediğin hayat?
evet baba!
dar bir aralıkta çılgınca koştuğum
boğuştuğum ve yorulduğum
ve hep kaybedenler kümesinde olduğum
bir savaş alanı mıydı bıraktığın o köhne miras...
ha boğuldum ha boğulacağım korkusuyla baba
çırpına durduğum bir anafor mu bağışladığın ömür
ya da kaygan bir zemin, güvensiz bir sığınak mı?
şartlarına uyum sağlamaya istemeden alıştığım;
alıştırıldığım hatta ;
kendimce her anını
anlamlı kılmaya çalıştığım bir imtihan yeri miydi dünya?
yoksa, toptan bir hayal miydi tüm o görüntüler, sesler, kokular...

içerdeyim baba
içerliyorum dört duvara
tutunamadım hayata
erteledim aşklarımı
rafa kaldırdım umutlarımı
geçiyor günler metal soğukluğunda
demir parmaklıklar ardında
günahlarımla başbaşa
yaşıyorum
ölüyorum
yaşıyorum
ölüyorum
ruhumda bitmez karmaşa
gencim daha
kopuyor içimde kasırgalar
kimse görmüyor baba...

Gurbuz

29 Mart 2010 83 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar