İçimdeki Filozof
Kaybettiğim sözcüklerimi arıyorum bir zamandır. Aklıma gelse de anlatacaklarım. Bir anda yüklenen cümleler, bir kelime gibi dilime ve anlatmak istesem de her şeyi herkese, birkaç anlamsız hece ağzımdan çıkan. Anlatmış olsam da zaten saatlerce, toparlayıp kendimi tane tane, aynı bakışlar bekleyecek beni. Ağzımdan kaçan seslerden arda kalan gibi...
Sessizlik sarsın her yanı
Siz bana bakın düşünün
Ben düşündüklerinizde gezineyim
Uzaklaşmayın hayallerimden
Güneş doğmayacak gibi artık ya da yeni bir güneş beklemek artık anlamsız. Umutlarımdan arda kalan kırıntılar da savrulurken zamanda. Olduğum yerdeyim artık sadece. Geldiğim yer kayıp, gideceğimde öyle...
Bu gece burada yokmuşum gibi yapın
Bırakın beni yalanlarıma
Yalancıktan dünyama
Bu gece burada kalayım ben
Hem zaten düşündüğüm kişinin ben olmaktan çok farklı, ancak çevremdekiler kadar olduğum gerçeğiyle ve yine bu gerçeğin birçok ukala kabulün ardından öylesine bir hipotez olduğunun farkındalığında, itiraz ettiğim her şeye, itiraz ettiklerimle savaş açmamın anlamsızlığı kemirir beni susarken sessizliğimde.
Bu gece bırakalım gerçeği
Düşünsel gerçeklerimde
Bir gezintiye çıkalım sizinle
Bu gece bırakın gerçeği
Mehtaba karışalım sizinle.
Hiç bir zaman bırakmayalım gerçeği.Yine de biraz umut ,biraz mutluluk,sitemle dolaşalım binbir soruya yanıtlar takılır belki düşüncelerimize.Güzel.