İçimizin Ağrısından Uğultular Var
Artık gece susuyor acının koynunda
gün karanlığa gebe
ölüm bize Tanrıdan miras olsada,
ihmaller ölüm getiriyor!
sıralı bir ölüm değil bu!
sevdiklerimiz vedasız gidiyor tek tek
sonrasında hepsi birlikte!
ruhumuzun tenhasında, gönlümüz yara alıyor.
hiç bir yere sığamıyoruz.
yediğimiz, içtiğimiz, yattığımız yerden utanıyoruz!
her günümüz bize ait olmayan utançla geçiyor.
kanıyoruz, içimiz yangın yeri!
Alışmak zor geliyor zamansız gidişlere.
derinden yara alıyoruz!
sol yanımızı kuşatan acı hep galip gelsede
zamanla acıya alışıyor daha doğrusu alıştırılıyor,
ama biz alışmak istemiyoruz.
yüreğimizi göcüğün altından çıkarıp
buruk gülüşlerimizin gölgesinde umutla
güneşli günlere koşuyoruz...
Hep ömrümüz hayat kavgasında dimdik durma telaşında geçti.
hayat hep bize parantez içine alacak, yada altını çizecek acılar yaşattı.
dilimizde büyüdü eyvah ve ağıtlar.
Tanrıya açılan ellerimizde,
içimizin ağrısından uğultular var.
Anladık ki ölümle aramızda bir selamlık mesafe var. ansızın ensemize bitiveriyor.
ölüyoruz bee hep birlikte
hemde pisi pisine!
yetsin artık YETER!
bu kadar çok ölmek niye?
Gülşen Polat