İçine Düştüğün Esaretlerin Bedeli
Kahır beladır en başında ben...
sen kahrı sevdin, ben ise seni
yutkunur güneşim
kalkıp gider gölgem
daralan zamanlara kurşun yağdıracak kadar
katil bakışlar altında ezilir
gönül yarası
sızlanıp şilep şilep gözlerinden
edasıyla uçan kuştan haber sorarken
camın önünde duran kedi gibi sırnaşık
yalanlara dalarken
mechülden gelen gemileri sayar
yağmur damlacıklarından baloncuklar yapar
küçük çocuk elinde şekeri
tahminde bulunur ruhum
asırlık saat gibi
nemden gına gelmiş
soluk benzime haykıranlara
gülümsüyorum
göz bebeklerimde utanmanın verdiği esaret
bedeli peşin sayılan kiralık bir ev gibi
üstüne kilitlenir sonsuza dek
içine düştüğün esaretlerin bedeli...