İçteki Gök Gürültüsü
limon çiçeklerinin ellerinde sarılar akıyor durmadan
yaprakları yazıyor sevgiyi
yüreğine koyup giderken bir zaman
kırık yolların üzerine çizilen resimlerle
aksine giden hikayenin sızısını
sarıyor
ve durmaksızın arıyor bir ay
vakit doluyor
ki yine de yaşanmışlıklara engel olunamıyor
çünkü çoktan bitmiş oluyor
söz bitiyor
havada izi kalıyor son söylenenlerin
avuçlarımda buz taneleri kayıp gidiyor uzağa
sen gibi
ne kadar da soğuk bir yaz
kış gibi
gölgem kara kuytularda nöbete duruyor
ben uyurken
gözlerim hedefe kitlenmiş kapıyı bekliyor
açılmasını ve
bana doğru suretinin gelmesini,
ve bekliyor cismini
ki en iyisi buymuş gibi görünüyor
düş ağaçlarından rüya meyvelerine kadar
her bir anda
aşk yorgunu yalnızlığım hissime kapılıyor fark etmeden
iklimlerden
ve mevsimlerden
sağanak şeklinde hayal kırıklığı yağarken
açmıyorum şemsiyemi
saçımın her bir telinde, zerresinde duyumsuyorum
tüm umutlarımın yangın sesini
söndüremiyorum
zira sönecek bir şey göremiyorum
ruh bu işte
yandıkça daha çok seviyor yanmayı
ve sırılsıklam ıslanmayı
sızısı içte kalsa da
içim güçlü olduğu için
kalpte açılan yere gizlice sığınıyor acı
sanki yırtık bir yere kendini saklarcasına bütünleşiyor yürekle
ki bende zamanla alışıyorum buna
kanıksıyorum yavaşça
okyanus dibinde bekleşiyor deniz kızları
gökte yağmur
içte gök gürültüsü
haykırmak, bağırmak istiyor can yaşadıklarını, kırıklıklarını
toprak istiyor beden
belki gömülürse, görebilir yaşayacaklarını...
17.01.14
kutlarım ilknur hanım 👍👍👍👍👍
İçimizin fırtınalarını ve gök gürültülerini susturmak en zor olanı. Kutladım İlknur içtenlikle...😅