İfşa
hınca hınç izdihamın ter kokusu sinmiş
fer'i sönmüş umuttan beslenip
kurak vurmuş memeden
sarhoş ve miskin karanlık emen dünyamda
türkülerde söylenen divane aşk oldun bana
bundandır ölesiye seni sevmem
içimdeki çölde çağlayanlar boğmuş
yamacına oturduğum kasabaları terk etmişken
yüksek duvarlı varoşlar yükseltip
uçurumlar kazmışken dört bir yanıma
bereketli güneş gibi sızdın ya gönlüme
kehribar işlemeli ülkü tadında aşk oldun bana
bundandır ölesiye seni sevmem
gardiyan misali dikilip kendi yolumda
ağıt yakarken yaşanmamış
yaşanmayacak günlere
çiçek sulamayı bırakmışken mezarımın başında
ürküp kaçmışken mutluluğa dair her şey içimden
uğurlamışken takatimi
provası yapılmadan değişen takvim yapraklarıyla
sislerin ardından görünen ışık gibi doğdun ya günüme
parşömene nakşedilmiş ferman gibi aşk oldun bana
bundandır ölesiye seni sevmem
```
ey divitindeki hazanda kangren şiirler büyüten
ey her daim sesine soluğuna hasret kaldığım
ey yağmur ve rüzgarın savaşında
yenik düşmüş kuşlar misali mahzun bakışlım
direnci lavanta kokulu aşksın sen bana
bundandır ölesiye seni sevmem
Ay ve deniz şahittir ki
Gözlerim bir muhbir şimdi
Her yerde seni ifşa eden
```
....
Muhbir isimli şiirimin yeniden düzenlenmiş halidir...
...
Aşk için muhbirlik sevaptır.Sevgi ile,selam ile.