İki İnanmış Adam
Taşlar yenmez korkusu
tetiği çekilmiş kurşundur kulaklara
şimşek kılıç gibi çarpınca uykulara
rüzgârın işaret parmağıyla
sahte adalet drajeler janjanlı paketlenir
ıraktan destelenir gönle dolar sevinci
beşer uçar altın elmas ve inci
biner rüzgârdan kanatlara
toz duman bulaşır sanatlara
korkunun diz bağları çözülür
yeni doğum makam mevki düzülür
baharları açılır avunur avam
esirler taşlara tapmaya devam
Gaziantep’te
bir draje bükülmeyen hayattan
korkmayan şu yasak sokaklardan
boyacı sandığına sığınmış
nimet bildiği bir lokma ekmeğinde
sessiz tek bir devlettir
ulu bir adam
Yeşil Bursa’da
köhne bir araba kucağında
soğuktan tir tir titreyen çocuğuyla
yeni doğan güneşe dört lastik süren
acemler kavşağında
yaralı yavru bir ceylan avcılara düşer mi?
yasak ya hani bugün sokağa çıkma,
nerede ehliyet, muayene, sigorta
ne gezersin be adam böylece uluorta
ne varsa çarpar elinin değmediği
geriye kalan tek ana bellediği
ocağı canından koparılır alınır
kanayan şu yüreği iyice bir daralır
görür ki şu dünya ne kadar alçak
koşar oradan ateşe yalınayak
göğe doğru korkusuzca ve umutla
dimdik yürür koca bir mutla
ikinci adam
taşların lav lav ateş olduğunu
dua dua haykırır bu iki adam
korkunun ecele hiç bir faydası yoktur
koca dağlar başeğer ufalanır durulur
bu iki demir yumruk zalimlere vurulur
07/12/2020 yağmur…
Tebrikler
Gönlünüze ve kaleminize sağlık. Saygılarımla.