İki Yüzüğün Suretinde Yaşlanmaliyiz
DÜŞÜNMELİYİM SENİ
Şimdi düşünmeliyim...
Seni sevdiğimde ne yaparım?
Seninle ve sensiz geçecek günleri.
Aşk ile bağlanacak kör düğümleri,
Anlamlı anlamsız tüm nedametleri.
Masum bir sevdanın ardında bırakacağı serzenişleri düşünmeliyim.
Şimdi vazgeçmeliyim ki;
Yitik kalmamalıyım yarınlara,
Umuda müebbet kararlılıklar taşımalıyım,
Ölmeden dönmek varsa bu yolda,
Ne yarımı,ne yarınımı bağışlayayım dünde kalmışlara,
Giden can olsun,
Akan kan olsun,
Kollarındaysa
Son nefesin kokusu,
Ömrüm sana feda olsun diyebileyim.
Önce bir bakmalıyım sana ;
Kar soğukluğunu hayal etmeliyim gözlerinde,
Aralık akşamında bir gece düşlemeliyim yaz teninde,
Son baharda geçse dökülmeyecek yapraklar görmeliyim... ruhunda.
Benzetmesi tarifsiz sözcüklere gitmeli dilim,
Şiirler anlamlı sözler aramalıyım adınca,
Fal tutmalıyım şarkılardan.
Kitaplarda okumalıyım seni,
Dikkatle dokumalıyım sözlerini,
İçinde yaşadığın özlemini,
Görmeliyim ilk bakışta.
Anlamalıyım...
Yalnızca alımlı değil,
Beni benden alırcasına temayül etmeliyim,
Ölürcesine bakmalıyım sana.
Korkacaksam ;
Elimi tuttuğunda değil...
Mevsimler solduğunda damağımda,
Aklar düştüğünde saçlarımıza,
Yalnız kalmaktan korkmalıyım.
Asılı kalmalı alnında
O asil ve gururlu buse.
Parmaklarımız aynı şerefe, aynı şaha kalkmalı,
İki yüzüğün suretinde yaşlanmalıyız.
Aynı yastıkta iki can bir nefes taşımalıyız...