İkili Oyun
Çocuktu daha
Ellerde büyütüldü
Gözlerinde gülücükleri
Yumuşak bakışları vardı
Sokulurdu usulca yanına
Uzatırdı boynunu
Onun boşluğuna
Süzülürdü düşünceleri
Huzur bulurdu...
'O' huzur bulanla yoruldu
Verdikçe sokuldu yanına
Aldıkça çoğalttı içinde
Sonra zamanları kovaladı
Saklandı içten içe
Kaybetti sonunda...
Aradı her köşede
Bulamadı... bulamadı...
Ellerini uzatırdı, 'O' kaçırırdı ellerini
Boşluklarda kalırdı ağlayanın elleri
Başka yerlere baktı gözler
Adımlar adımları kovaladı
Gezdikleri, yaşadıkları sokaklarda
Birbirinden uzak iki insan kaldı.
İkisi de başka şehirlere gitti
Kelimeler zincir tanesi
Bağladı elleri, ayakları, dudakları.
Bir insan bir insana ne kadar uzaksa
Uzuvları da öyleydi
Öyle uzak, öyle ulaşılmaz
Öyle yorgun...ve çaresiz...
Telefondaki kız ağlıyordu
Ağlatan dinliyordu
Ne söylese, ne yapsa boşuna
Kız çaresiz
Dinlemek, duymak...
İstiyordu...
Ağlatan söyleyemiyordu
Üzmekse eğer konuşmak
Susuyordu...
Kız çaresiz
Minicik elleri telefonda
Parmakları alnında
Kendine saygısını yitiriyordu
Kız bunun farkında
Ağlatanı seviyordu
Ağlatan susuyordu...
Kız çaresiz
Bekliyordu
Ağlatan bekletiyordu
Sessizlik araya giriyor
Susuyorlardı...
Ağlatan bitti diyordu
Kız çaresiz
Ağlıyordu...
Acıtan bir sahne ve güzel işlenmiş konu.Tebrikler,selamlarımla..
teşekkürler 😊
kimbilir kaç seven yürek yaşamıştır bu
hazin sahneyi.
hüzünlü bir anlatım dı
emeğin değer görsün şair .