İkiyüzellinci Şiir
anlamakla ağlamak arasında
haritalanmış bir coğrafyayım
uğrama sakın, değmesin ayağın toprağıma
bırak çorak kalsın kaderim
dünya denilen defterin yaprakları arasında
kurumaya bırakılmış bir gülün anısıyla.
ıssızlığın kan kardeşiyim ben nasılsa
nasılsa sessizliğin tınısında yaşıyorum
payıma içime çöküp ağırlaşan
çokça kelimeler kaldığından beri.
inanmakla yanılmak arasında
arızalanmış bir ruhun yansımasıdır belki bu ömrüm
aradığını hep kaybetmiş biri
kabuğu yarasında taze duran bir kazazede olarak
maruz kalmışlığım var sevdana.
diyeceğim o ki
güzel şeyler olur, kötü şeyler olur
güzel şeyler olur, kötü şeyler mutlaka olur sevgilim
bir damla kanın bozduğu bir kova sütte
mayaladık biz bu acımasızlığı
sakın ola affetmeyesin, affetmediğin her şey için
kendini. affetme, üstüne yakışmaz bu elbise
kötü şeyler de olur, güzel şeyler de olur elbet
sen yine de düşünme bunu
anlamak ile atlamak arasında
pek fark yok aslında, durduğum uçurumun başında
bıraksam kendimi uçacağım sanki
ta buradan çok çok uzaklara
uzaklarda düzelecekmiş gibi geliyor bana
düzelmeyen ne varsa.
ikiyüzellinci şiire yakışan dizeler olmuş sayın Karakeçili,
kutlarım...