İkrar-ı Sükut
Oryantalist bir sancı
Kutsanmış y’alaz bir alevle
Rû be rû hasbihâl
Şıvgın imgeler b’içer iç yerimi
Küskün saksılara meftûn karanfiller
Can ve ruh
Ki iki meczûp divâne aşık
Yakasız iliksiz bir bedende
Su tecridi
Dil kavruk kuru
Yürekte çöl sahra
Tende aldatan serap
Hudutsuz vaha
Ve
Sevgilinin ince uzun boynunda
İlmek boğum
İ n t i h a r
Bil ki
Arâf’a nikâhlı ruhuma ey can-ı hûri
Kırık tırnaklarımla
Eskiyen yüzüme kazıdığım makberimdir
Alnımdaki kader çizgim
Hû sükût
El divân
Kıyısız bir düş
Vurgun yürek
Tirşe bir seher sökümünde
Aşka
Suçüstü
İ h b â r
Ey benim dağların taşını
Yalın ayaklayan Yunus yanım
Menteşesi yerinden oynamış
Ahşap penceremde derin düş şeyrim
Hû lâl
Hû kâl
Dağınık alık kasırga sürüsü
Tufân göçü bir z’aman
Kulak dibimde
Duy eşiğimde
İma(n)sız bir ilahiye cezbe tutan hakuran
Beynimin haritasında korku tünelleri
Ve
Karalarımı basan afakan
Her terli sıtmalı uyanış ahirinde
Sürer yüreğimin menziline aşkı
Ayetsiz
Kıblesiz bir argûman
Kûn fe yekûn
Ol dedin oldu Ya Râb
Bin şükür
Sücûd
Rükû’
Nihâyetsiz şah-ı ilham
Ve
Kevgirleşen dilimden damlayan
Sükûtu
İkrâr
YÜREĞİNE KALEMİNE SAĞLIK NURETTİN BEY