İlkokul Fişlerinin Teğet Ölçüsü
şimdi adın tek heceli bir yokluk ya
dönsem ve sorsam
büyümeyi kabul eder miydi acaba
tekerleme ezberlemeye çalışan
çarıklı çocukluğum
aslında
böyle başlamayacaktı bu şiir
ama bilirsin işte
ilham perisinin sol yanıma teğet geçmişliği kadar şairim ben de
çocukluğumun tekerleme perileri uğruyor bazı bazı
kül tablasında düzensiz duran izmaritlerden
kargalara dallar yapıyoruz gülüşerek
bir şiir çıkmasa da ortaya
tilkilerin pek zeki olmasına gerek yok artık
çocukluğum demişken
bi seslensem Ayşecik’e
ki ona da Ayşe teyze diyenler hayli artmıştır ama
onyüzbinmilyon baloncuk ödünç vermez mi acaba
şöyle bir açılsam gökyüzüne
birkaç bulut
ve birkaç da yıldızla yüz yüze gelsem bir vakit
klavyeden
iyice dağıttın bir kahve molası ver gibi sesler çıkmaya başladı
gülsem mi ağlasam mı
ben fişle okuma yazma öğrendim yahu
geçen gün
yeni bir kitap aldım
henüz okumadım ama
eyvah dedim
çünkü başlangıç yazıyor kapağında
neyse okurum bir gün
bu arada dağılmışken iyice konu
Münevver teyzeyi gördüm geçenlerde
seni sordu garibim
aklı bir gidip bir geliyor ben gibi
yatıya gelin bir gün demez mi bir de
bak şeyi söylemeyi unuttum
hani bahar yağmurlarıyla oluşan küçük şelale vardı ya
bu yıl görünmedi henüz
tesadüfen demeyeceğim
yine uğradım Nisan gelir gelmez
ay ışığı vuruyor camdan
şu masumiyete Aydede diyorlardı ya
ya ben ne zaman baksam seni görüyorum
nasıl da kandırmışlar çocukluğumu
büyüdük büyümesine de
keşke o fişleri başka yazsalardı
bu zamanda çok farklı
o günlerde tutamadığımız topun adı
şu sigarayı da bıraksam artık
gördüğün gibi dağınığım işte
iyisi mi yormayayım daha fazla perileri
zaten onlarla işim kalmadı
ben artık meleklerle çalışmak istiyorum
ha bir de
kırmızı bir çakmak aldım bu sabah