İlkokulun Bacasından Darülfünun Çatısına

O şairin sesinden akan her şiir
damarlarıma sızar
anarşist bir dilin kemirilmiş emirleri gibi
yontardı inceden duygularımı
öyle ki sesine susuzluğum-dur Dicle

.

.
Ansızın adım geçti sahipsiz radyolarda
kayıplar arasında silik

doğruydu
kayıptım
kara plastikten park oyuncaklarının
sesine teh düştüğüm için kayboldum
gelişi güzel dizilmiş piyano tuşlarına daldım
ama keman sesiyle uyudum

bilir misiniz
rüyasız uykuların göklerinde yıldız yoktur
çocuklar parıldar gecelerde
riyasızlara ayan

kayıtlıydım
ve
açlığın utancıyla yırtılan şafağa
kör doğdum
mavi göğün gözleriyle ağla bize

ayıplıydım
ölmeden ben önce aşk deist
sonra sıradan aşıktım
yağmur ısırığı gözlerin öyle sürmeli
deli dolu olmasa da sağlamına yılgın
sevişmeye takatsiz yorgun
Karadeniz'e demir atmış
hoyrat taka
serseri uzun saçlı balık
söyleyin ona
çaresizlere kızılmaz
esaretim öğretilmiş
müebbete hüküm giyindim
yüzümde yelken açsın enginlere
olur ya yağmur yağar da ektiği tohumlar filiz verir

dedim ya
çocuk mezarlarına umut ekerken kayboldum
kara plastikten park oyuncaklarını boyarken fişlendim
gökkuşağına yetişemedim
yitik güncelere konu mankeniyken
izmaritli saksıları molotoflardım
kutsal kitap sözleriyle
oyalanan sevdalılar kubbeli yağdanlık

ayıplı mal indirimde tükenir
bir kere daha geçtim kayıtlara
kırmızı kalemle üstümü çizdiler
isyanı susa kesmişlerin rayihası (eğitim zayiatı)
sahi
Mars'ta su bulundu ya
sizin ölülerinizin pamukları steril mi






13/10/2015
grimuson