İnan Sen Kör Aşka İhanetsin
küskün suskunluğumun sesine dönmeden
ağızsıl bir susku tomurcuklanıyor
lakin kiminle susuşsam hep aynı pandomim
damlarken sessizliğin aryası içime
ağız dolusu bir isim saplanıyor dilime
dudaklarımda acıtıcı gidiş kırıkları
düşlerimden senli hayaller havalanıyor
göz kapaklarımdaki bataklıklara düşen
ömrümü gölgeleyen yansından
menzili en uzak
varılası yalnızlıklar seçiyorum
içimdeki ütopya kalesinin burçları
kirpiklerimdeki ezgilerin tınılarıyla dövülürken
her günü yutuyor zaman
yanılsamalarımın üzerine
soğuk yorganlar çekilmiş sanki
düşüyorsun aklıma
ellerime dolanırken kahramanları yenik anılar
giderim diye çok korkuyorum
yüreğimin her atışına takılıp gelirken sen
dargın ömrünün
en emanet yerine bırakırken ömrümü
vurulup hüzün yüklü bulutlarımdan
yanaklarımda ikimize de yetecek
öyküsüz gülüşler peydahlıyorum
bilemezsin
senden habersiz
teninde kirlenirken yalnızlığım
kaç rüyayı bölüştüm seninle
bilemezsin
söylenmemiş yalanlara geç kalırken yazgım
sensizliğin ağız dolusu küfrünü
doldura doldura ömrüme
kaç kez ettim kendime
yorgunum
dikişleri atmış hayalleri teğellemekten
başa çıkamam ki artık
aramıza girmiş
içimize karalığı sinmiş onca geceden sonra
sabahların ilk ışıklarına yolcu ederek
hergün yeniden unutamam ki seni
damlaları derinde gizli bulutlar
dalarken gözlerimin derinine
aheste aheste
dizelerinden
ince ince yırtılırken şiirlerim
onarılırken çaresizliğin yamasıyla
değişken
geçişken büyük harfli yalnızlıklarım
sessizce sen
küçücük harfli hatıralara karışıyorsun
istemeden ben
uçsuz bir kalem gibi
düşürmüyor seni tılsımlı dizelere
ömrümün firari ergenliği
öksürüğümün izbe haykırışında
irkilircesine
kırık bir kaburganın acısına tutunuyorum
sorusuzum
sorgusuzum
düşüp parçalanırken kanatlarımdan
çırpınışlarım
çığlık-sızım
muhteşem azaplara
kurban edip soluklarımı
hiçbir rengi uyduramadım
gülüşündeki maviliğe havalanan gökkuşağına
taneleyip yüzündeki bir gülüş salkımını
gizleyip umarsız satır aralarına
saglamlaştırıp sırılsıklam metruk yaralarımı
bekliyorum
hoşgeldin diyebilmek için
yinelenecek yenidenliğe
tuvalime düşen dağınık saçlarını toplayıp
tamamlamak istiyorum
sol yanımda militanlaşan eksikliğini
yağmaktan eskimiş yağmur ıslaklığında sanki
içine saklandığım
rutubet kokulu çıplak duvarlar
düşlerimin sisli terasına
bir palyaço gülüşüyle geliyorsun
bayat çay tadına bandırılmış hasretle
ceplerimde kırışmış aptal hikayeler
yüreğimin cephesinde yaralı bir tükeniş
ve sen bilesin
g(s)özleri sıkıca bağlı
kör aşka ihanetsin
sevmeler ihanetin manifestosu
paragraf başı meczup yanım
zifiri karanlık kölesi
dizelerimin keskin U dönüşlerinde savruluyor
adınla yamalı heceler
ölüm
dudaklarımın arasında yeşeren
kağıt kundaklı tütün ağacı
yaslayıp kirpik uçlarımın sahiline
terk edilmiş bakışlarımı
yarınlara yürüyorum
umut adlı inancın yoksul nakaratıyla
04.12.2014 Detmold
yorgunum dikişleri atmış hayalleri teğellemekten başa çıkamam ki artık aramıza girmiş içimize karalığı sinmiş onca geceden sonra sabahların ilk ışıklarına yolcu ederek hergün yeniden unutamam ki seni....akmış çağlamış duygu seli sayın şair yüreğinize emeğinize sağlık.