İnsan Kalabilmek
Hangi sona yakınız,
Hangi başlangıçların tehirli tarifeleri
Var elimizde
Tadını çıkardığımız kaç yolculuk var
Seyir defterimizde
Tadından yenmeyecek kaç acı
Tutunduğumuz kaç dal bahara hasret
Kırıldığımız kaç dal tepe taklak
Hangi doğrularımız yeşile yakın
Hangi yanlışımız kırmızıya bir adım
Sever gibi kandırdıklarımızın ahı boynumuzda
Sayar gibi yaladıklarımızın pençesi ensemizde
Hangi aynada ki sensin
Hangi gönülde ki yabancısın
Parmakların toplamı kadar mutluluk var mı hanende
Kırdıklarını toplayacak kaç el lazım gönüllerde
Sakladığın kaç gülüşün yitip gitti
Masum bir çocuk düşünde
En son ne zaman toprağa bastı ayakların
Dalından hangi meyveyi indirdin mideye
Özlemini çektiğin hangi eylülün
Yağmurunda ıslandın
Hangi eylül sana bir şiir hatırlattı
Bir çift gözde kaybolduğunu hatırla
Ve o bir çift gözde yeniden yeşerdiğini
Ya umutlarını sarıp sarmaladın mı hiç
Gözyaşıyla büyütürken
Sabırla bekledin mi baharları
Hatıranda kaç mutlu resim var
Kısa pantolonlu yaralardan
İzler biriktirdin mi teninde
En son hangi dostun mutluluğuna
Bir tebessümü ortak ettin
Hangi derdine dert edindin acılarını
Çare olamasanda yare olabildin mi
Yeniden denedin mi insan olabilmeyi
Ya da insan kalabilmeyi...
...
Beton binalara baharlar gelmez
Her horoz çöplüğünde öter
Her çiçek toprağında açar
Renkli ekranlar içine almaz seni
Gökkuşağı gökyüzünde açar
Yağmur toprağa bereket
İnsana arınmadır
Bir dostun gözlerinde dinlenirsin
Sözlerinde huzur bulursun
Herşeyin dengi vardır
İnsan insana ömürdür...