İpek İbrişimli Firkete
Deniz çekilmiş iyice...Güneş ortalarda yok,yeşil eksik...Sen de soğuksun bu günlerde bana
Neyin var deme,neyim yoksa O...Boşluğum var bir de yanan...Biliyor musun ,ben boşlukta
durabiliyorum asuman.
Dün alabildiğine solgun
Hiçlik koşar adım
Korkuluklar korkulu
Tab edilmemiş fotoğraflara saklanıyoruz,
Göz boyayan kadınla
Gül kurusu bahçelerde,
Bağ bozumu bıçağı
Kırk dişli testere
Çıkmazda müstehzi boz bulanık kül
Yokluğun dilinde lohusa şerbeti
Köşe başı bulamamış sokaklar gibiyim
Tarçın kokuyor yalnızlığın nöbeti
Az önce denize verdim sırtımı
Arkada kalmış gözlerim ıslansın diye,
Katlanmış bir mendille
Kırdım dizimi oturdum sonra,
Canımı yakmak için yine
Bir elimde çakmak taşı
Ateş tuğlası diğerinde
Gerilmiş bir tuval di peyzaj kıyısı
Yazgısal sürüklenişler su yüzünde
İçimi oyalıyordum,
ipek ibrişimli firketenin,
İnce dantelinde
Tek kişilik masada,
Tek tabak,tek kadehti gece
Kum teninde sırt üstü yengeçler
Kıyı köşemde,
Karaya vurmuş su perileri
Suskun kumsalda,
Şerefesiz şeytan minareleri
Rüzgar usul ,
Bulutlar kurşuni
Kirpiklerimde düş nemi
Islanmasın diye,
Denize verdim şemsiyemi
Uyuya kalacaktı birazdan şehir
Olamaz ki dedim,
Sığınabileceğim tek saçağa
Yaşamak mahsuscuktan dı
Uzandım sırılsıklam,
Bir kaç çivi daha eklediğim yatağa
Biz hiç pişman olmadık seninle...hadi olalım
suadiyearalıkikininyirmi
Demir Mutlugil
Güne düşen en güzel eserlerdendi. Soluğu enfesti. Kutluyorum değerli şairini.
İnce ince işlenmiş, içlenmiş, denizini bulmuş şiirinize çokça tebriklerimle.
Deminde şiir okumak ne keyifli Tebrikler Demir bey